Hayatın büyük kısmı işlerle ve hiç olmayacak şeylere korku duymakla geçiyor. Keşif yolculukları sırasında olağanüstü olanı yaşama şansı elde edersiniz. Zirve deneyimlere ulaşabilmek ve öğrenmek için ödediğiniz bedel korkuyla başa çıkmaktır. Büyük şeyler korku bariyerini aşmadan başarılamaz.
Dünyayı keşfetmek adına
Motorun cazibesini anlayabiliyorum; açık yolun tozunu attırmaktan duyulan heyecanı da. Sadece gezinti için bile kullanılsa, arabada olmaya, her şeyi camın arkasından izlemeye, seslerden yalıtılmaya, dünyayı televizyon ekranından bakar gibi bakmaya bin basar. Üzerindeyken dünyayla sizin aranızda engel yok: Rüzgarı hissedebilir, kokuları duyabilirsiniz. Ne var ki fazla hızlısınızdır. O kadar hız yaparken küçük şeylerin tümünü fark edemeyebilirsiniz. Bisikletteyken ise, filmi içinde, onun başlıca parçalarından birisinizdir. Çevreyle bütünüyle bağlantıda olduğunuz için, etrafınızdaki her duyumu özümsersiniz. Arazideki en ufak değişimi, yolun dokusunu, rüzgarın yönünü, her çıkış ve inişi, sürekli değişen havayı… Her bitkinin, çiçeğin, çürümeye başlamış her asfalt leşinin kokusunu alırsınız. Her kuş ötüşünü, her böceği ve hayvanı duyarsınız. Siz ülkeyi içinize alırken, ülke de sizi içine alır. Dünyayı gerçekten keşfetmek istiyorsanız, bisiklete atlayın.
Sayfa 123
Reklam
Hayatlarımız üzerinde kendimizin, ya da daha büyük bir gücün bir miktar kontrol sahibi olduğuna inanmayı seviyoruz. Başımıza gelen her şeyden anlam çıkarabilmeyi de. Yaşadığımız dünyada her gün şahit olduğumuz dengesizlikleri gerçeklendirmek için, tüm bu olanların ulvi bir amacı olduğuna, çekilen tüm sefalet ve acıların arkasında bir sebep olduğuna inanmayı da seviyoruz. Kendimizi her olasılığa karşı güvende hissetmek istiyoruz, bu yüzden de içine başlarımızı gömdüğümüz yalan dünyalar inşa ediyoruz.
Sayfa 210Kitabı okudu
232 syf.
8/10 puan verdi
Julıana Buhrıng-Rüzgara Karşı • • #alıntı “O kadar üşüyorum ki başka bir şey düşünecek halim yok. Vücudum titriyor, ellerim ve ayaklarım tamamen uyuşmuş durumda. Buna bisikletçi ıstırabı deniyor; kimsenin bahsetmediği o ıstırap. “ • • “Slovenya ‘da İtalyan sınırına bir kaç kilometre mesafedeki son dik tırmanışta, sinir krizi geçiriyorum. Daha
Rüzgara Karşı
Rüzgara KarşıJuliana Buhring · Garaj Kitabevi · 201784 okunma
Ne kadar çok seyahat ederseniz, dünya o kadar küçülüyor. Aynı zamanda kendiniz ve önemli sandığınız şeyler de küçülüyor.
Sayfa 170 - Garaj kitapKitabı okudu
Ütopik bir toplum ancak ve ancak herkes aynı amaçlara sahip olursa ayakta durabilir. Fakat nüfus arttıkça bu imkansızlaşmaya başlar. Bu sebeple, karşıt görüşleri kontrol altında tutabilmek için toplum distopik bir diktatörlüğe evrilir.
Reklam
106 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.