Geçmişten Günümüze Kabe’nin İşgali, Prof. Dr. Mehmet Ali Büyükkara’nın 2015 yılında Rağbet Yayınlarından basılan 184 sayfadan oluşan bir kitaptır. Kitap sayfa sayısı az olmasına rağmen muhtevasındaki bilgi baz alındığında oldukça kapsamlı bir kitaptır. Kitap, İslam öncesi dönemden 1979 yılında yaşanan son baskına kadar olan süreçteki Kabe’nin
Kâbeye böyle şeyler yapıldığını hiç bilmiyordum. Herkesin okuyup bilgilenmesini istiyorum. Okuyup kendimize çekidüzen vermeliyiz. Müslümanlar olarak böyle durumların kâbenin başına bir daha gelmemesini sağlamalıyız. Bu yüzden kendimizi geliştirmemiz lazım. İki günü eşit olan ziyandadır ilkesiyle hep ileri adımlar atmalıyız. Kâbeyi korumalıyız.
Kutsal mabetlerimiz ne yazık ki firavunların işgali altında dur bunlardan biri de Kâbemiz dır Suudi şeytanlar orayı işgal etmiş ve Kâbe nin etrafını firavun şehrine çevirmişler
1814 yılına girildiğinde Melik Suud ölmüş, yerine oğlu Abdullah bin Suud geçmişti. Mısır Osmanlı ordusunun komutasında da değişiklik olmuş, Mehmet Ali Paşa'nın diğer oğlu İbrahim Paşa Arabistan harekatıyla görevlendirilmişti. İbrahim Paşa Vehhabi sorununu kökünden çözmek hedefiyle ordusunu Necd'e sevketti. Suudilerin başkenti ve Vehhabiliğin doğum yeri olan Dir'iye'yi kuşattı. Beş ay süren kuşatma sonunda 1818 yılı Nisan ayında Dir'iye düştü. Melik Abdullah, Hicaz seferinin danışmanı Vehhabi alim Ahmed İbn Hanbeli, Suudi ve İbn Abdulvehhab ailesinin birçok ileri geleni sağ olarak yakalandı.
Melik Abdullah, İbn Hanbeli ve Taif'te yakalanan, Taif 'teki katliamların baş sorumlusu Osman el-Mezâyiki, İstanbul'a gönderilmek üzere Hicaz üzerinden Mısır'a sevkedildiler. Bazı devlet ricâlinin ve ulemanın yargılama ve infazları ise Dir'iye'de yapıldı. Bu tutsaklardan İbn Abdülvehhab'ın torunu olan Dir'iye kadısı Süleyman bin Abdullah da idam cezasına çarptırılanlar arasındaydı. Kurşuna dizilmeden önce Süleyman'a, Vehhabilerin haram saydıkları müzik aletleri eşliğinde musiki parçaları dinletildi. Müzik tamamlandıktan sonra ancak idam mangasına atış emri verildi.