Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Afgan toprakları savaş alanları, arenalar ve mezardan ibaret sadece. Dualar mermilerin öfkesinde bölünüyor.
Kimse yağmurların mucizesine, ilkbaharın büyüsüne özellikle de güzel bir yarının şafağında inanmıyor; insanlar çıldırdı;geceyle yüzleşmek uğruna gündüze sırt çevirdiler. Evliyalar azledildi. Peygamberler öldü ve onların hayaletleri çoçukların alnında çarmıha gerildi.
Reklam
O ve diğerleri için ölüm sıradan bir iş. Zaten her şey sıradan. Mollalarını her temizlik girişiminde hayatta kalanların içini rahatlatan idamlar dışında, hiçbir şey yok. Kâbil öte dünyanın bekleme odasına dönüştü. İşaretlerin şaştığı karanlık bir karanlık bir bekleme odası ; çarmıhların kurulduğu utangaç bir tepe; en katı mahremiyet kuralları içinde uyulan dayanılmaz bir gizlilik.
Yeryüzünün en güzel sevgilerinin dokunduğu Afgan göğü zırhlı, yırtıcı kuşlarla kaplandı aniden: Berrak maviliği barut sızıntılarıyla yol yol oldu ve ürkek kırlangıçlar füzelerin dansı içinde dağılıp gittiler. Savaş oradaydı. Kendine bir vatan bulmuştu.
Elden ele dolaşan aynı silahlar, sergilenen aynı suratlar, havlayan aynı köpekler ve gelip geçen aynı kervanlar. Hep bu şekilde yaşadık biz. Kral gitti, yerine başka bir ilahi güç geldi. Armalardaki alametler değişti belki ama yolsuzluklar hep aynı. Kendimizi aldatmayalım. Anlayışlar yüzyıllar önce nasılsa öyle. Ufukta yeni bir çağın belireceğini umanlar boşa zaman kaybediyorlar. Dünya dünya olalı beri, bununla yaşayanlar ve buna inanmayı reddedenler var. Bilge kişi olayları nasılsa öyle gören kişidir. O durumu kavramıştır.
Reklam
Taliban düşüncesiz konuşmaları affetmiyor. Paylaşılacak tek şey mutsuzluk olduğundan, başkalarının hayal kırıklıklarıyla kafası şişmesin diye herkes köşesine çekilip kendi hayal kırıklıklarına gömülmeyi tercih ediyor. Kâbil'de sevinçler en büyük günahlar arasında sayıldığından, bir başkasından her hangi bir teselli beklemek yararsız.
Koruyucu evliyaları tarafından yüzüstü bırakılmış, cellatlara ve kargalara terk edilmiş ve en ateşli duaların bile sağduyuyu geri getiremeyecek gibi göründüğü bir dünyada hangi teselliden söz edilebilir.
Seni uyurken görmek için panjurları açtım. Vicdanı rahat olanların şu huzurlu uykusuyla uyuyordun.
Bu insanlar uzak diyarların, sonu gelmez yolların inanılmaz seferlerin düşleri içinde yaşarlar çünkü bunları asla gerçekleştiremeyeceklerdir.
Reklam
Kadından - Nesneye dönüş
Çador giymek istemiyorum. Vurulan semerler içinde en aşağılayıcısı bu. Bir Nessos gömleği bile, yüzümü örtüp kimliğimi yok ederek beni eşyalaştıran bu uğursuz kılık kadar zedeleyemez onurumu.
İslam - Toplum - Gelenek
Bu lanet olası çarşafla ne bir insanım ne bir hayvan, bir sakatlık gibi saklanması gereken bir utanç, bie yüz karasıyım sadece. Kabul edilemeyecek kadar ağır bir şey bu.
İslam bu değilse neden adı İslam
Sefalet ve yıkım arasında bir yürüyüş uğruna adımdan, yüz çizgilerimden, gözlerimin renginden ve dudaklarımın biçiminden vazgeçmemi isteme benden ; bir gölge bile değil, düşman bir dehlize salıverilmiş bir elbise hışırtısı olmamı isteme.
Sabahtan akşama kadar evde kapalı kalıyor, uyumak için bile çıkarmadığı rezil peçesine inatla sarınıyor. "Yüzün elimde kalan son güneş," diye ona itirafta bulundu Muhsin. "Onu benden esirgeme..." - "Geceye direnecek güneş yoktur" diye karşılık verdi Züneyra, peçesini anlamlı bir şekilde düzelterek.
317 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.