Her ramazan Filistin'de kardeşlerimize yapılan saldırıları görüp üzülüyor, paylaşımlar yapıyoruz. Ramazan bittiğinde biz unutuyoruz ama oradaki müslüman kardeşlerimiz zulüm görmeye devam ediyor, Yahudilere karşı Mescidi Aksa'yı korumak için sürekli çabalıyorlar. Ramazandan ramazana onları hatırlamak yerine zihnimizi, ruhumuzu Kudüs
Asıl adı Mohammed Moulessehoul olan Yasmina Khadra yazarlık kariyerinde kimliğini gizleyerek eşinin ismini kullanmış. Kendisi Cezayir ordusunda subayken, yazdıklarının sansüre uğramaması için böyle bir yönteme başvurduğunu söylüyor. Yazar ancak Fransa’ya taşındıktan sonra gerçek kimliğini açıklayabilmiş.
Bu kitap Afganistan’daki Taliban
Yasmina Khadra, Cezayir'li bir yazar. ,isminin bayan ismi olduğuna bakmayın aslında asıl adı Muhammed Mullesuhul'dür ve yazar bir erkektir. Ülkesinde kendini gizlemek için bir bayan ismi olan Yasmine Khadra'yı takma ad olarak kullanmış ve bu isimle dünya çapında tanınmıştır. Dolayısıyla da bütün kitaplarında bu ismi kullanmaktadır.
Kitaba
Yasmina Khadra, Cezayirli yazar Muhammed Mulessehul’ün takma adı. Cezayir ordusunda subay olan yazar sansürden kaçmak için takma bir kadın adı kullanmış. Ordudan ayrıldıktan sonra Fransa'ya yerleşmiş ve gerçek kimliğini açıklamış.
Taliban yönetimi altındaki Kabil'de tıpkı şehir gibi yıkıntıların arasında kalmış dört ayrı yaşamı konu alıyor. Din adı altında halka özellikle kadına yapılan baskı çok net ifade edilmiş. Sokakta özgürce adım atabilmenin, gülmenin, konuşmanın kısaca ufacık eylemlerin bile aslında ne kadar kıymetli olduğunu hissettiriyor.
Anlatılan çok trajik bir hikaye ama daha kötü olan ülkenin durumu...Kitabı okurken umudun olmamasının nasıl bir şey olduğunu her satırda hissediyorsunuz. Durumu sorgulamaya çalışan herkes aklını yitirmek üzere ve yapacak hiçbir şey yok. Özellikle de kadınlar için... Zaten bir yerde durum kötüye gidiyorsa kadınlar için daha da vahimdir.
Benim okurken sık sık Atatürk'e minnet duyduğum bir kitap oldu.