“…Bartu bir adım attı, direkt bana yönelik konuştu. ‘Senin bu evde ne işin var ? Kovulduğun eve girecek kadar gurursuz musun ?’”
~3.bölüm
“…Bartu Yankı’ya doğru yürüdü bu kezde ve elini masaya koyup benim yanımda durdu. ‘Onu bu evden kovdun mu? Üstelik bu ev sadece seninmiş gibi. Bu hakkı sana kim verdi? Sen kim oluyorsun da Helin’i kovuyorsun?’ Yankı hiçbir şey söylemeden Bartu’ya baktı ve kızgınlık bir yana dursun, Bartu’nun benim için karşısında duruşu sanki hoşuna gitmişti. Bartu’nun gözleri yeniden bana döndü. ‘Yalan söylemiyorum. Gerçekten sorguladım, Helin. Neden söyleyeyim? Biz seni kabullendik. Diğerleri umrumda değil ben seni kabullendim. Bunu biliyorsun. Ulan kardeşimsin, seni bırakır mıyım ben? Diğerler seni kabullenmemiş olsun, karşında dikilsin, ben senin yanında dururum. Yemin ederim dururum.’ Yankı’yı gösterdi öfkeyle. ‘Onun ne dediği umrumda değil, gerekirse onun karşısında da dikilirim senin için. O inanmazsa inanmasın, ben inanıyorum.’”
~39.bölüm