Teslimiyet, tevekkül ve kader kavramları zihinlerde ve
gönüllerde kendine bir yer bulamadığında ilim âdeta bir 'bib-
le" yani kutsal kitap gibi oluyor, inanç da bir problem haline
geliyor. Halbuki ilim inanç problemi değildir. ilim bilgidir, sına-
nır, denemeye tâbi tutulur. Eğer sonuç menfi ise tekrar dene-
nir, bir teori inşa edilir. İlmin güzelliği de buradadir zaten. İlim
mutlak değildir. insanın bilgisi, gözlemi, düşüncesi mutlaka
problemlidir. "Mutlaktır" dediğiniz anda zaten bütün yapı yanlış bir temel üzerine bina edilmiş olur. İnsanda mükemmeliyet ve mutlaklık aranmaz. Bugün bizler öyle bir paradigma içinde yaşıyoruz ki insanlar ilmi mutlak kabul ediyorlar.
Ahmed Âmiş Efendi'nin sözüne dönecek olursak: "Olan ol-
muştur, olacak olan da olmuştur." Biz sadece vakti beklemekle mükellefiz.