Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
144 syf.
·
Puan vermedi
Kadın..
“Düşsel bir planda kadın son derece önemlidir; gerçek yaşamda ise tümüyle önemsiz. Şiiri bir baştan öbür başa kaplar; tarihte hiç görülmez.” Feminist yazar olan
Virginia Woolf
Virginia Woolf
kitapta; kadının toplumda geri plana atıldığından, kadına yazar,şair,oyuncu...olma fırsatı verilmediğinden, erkek egemenliğinin hüküm sürdüğünden yani
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir Oda
sı bulunmadığından bahsetmektedir.Kitabı bir yana bırakırsak günümüzde de çoğunlukla “sen kadınsın az geri dur, erkektir yapar, kadının sırtından sopayı karnından sıpayı eksik etme, erkek kadının sahibidir, kadın erkeğin namusudur...” düşünceleri ve zihniyeti egemen olduğundan kadın-erkek eşitsizliği hüküm sürmektedir. Dolayısıyla toplumun kanayan yarası olan kadın cinayetleri artarak devam etmektedir. Bunları yazarken aklımda son kurbanlardan #eminebulut ve onun “#ölmekistemiyorum” sözleri ve içim çok acıyor. Biran evvel bitmesini diliyorum.
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · İnkılap Kitabevi · 202337,8bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Kendine Ait Bir Oda
Virginia Woolf
Virginia Woolf
,
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir Oda
eserinde yoksulluğun kurmaca üzerindeki etkisini, sanat eseri yaratmanın koşullarını ve kadın-erkek arasındaki farkları masaya yatırır. 19.yy başlarında kadının edebiyatla ilgili eğitiminin sadece gözlemlediği kişisel ilişkiler, evinde ortak kullanılan oturma odası, belirli kişilerle etkileşimde bulunması ve beraberinde getirdiği kısıtlı duygular olduğu tespitinde bulunur. Kadınların yazmak için kağıt alamayacak derecede yoksulluk içinde olmaları, erken yaşta evlilik, eğitimsizlik, gelenekler, erkeklerden aşağı görülmeleri, evden dışarı çıkamamaları, her alanda kısıtlanmaları gibi sebeplerle edebiyata -bu, roman olmak zorunda değil. Felsefe, serüven veya gezi kitabı da olabilir, diyor- katkıda bulunamamaları yazım dünyasının da bir nevi yoksullaşması anlamına geliyordu. ”Kadının varlığına katlanamayan zihniyet; elbette onun yazmasına, okumasına, düşünmesine de karşıdır.” Feminizm sosyo-politik bir hareketi çağrıştırsa da -feminizm erkek karşıtlığı/düşmanlığı değildir- bu bağlamdan ziyade yazar hemcinslerine sesleniyor; “Para kazanın, kendinize ait bir oda ve boş zaman yaratın. Ve erkekler ne düşünür diye düşünmeden yazın.” Günümüzde kadını “eksik etek, saçı uzun aklı kısa” gibi algılayan zihniyet ve bu zihniyetin savunma avukatlığını yapan erkek egemen bir toplumda hak ettiği konuma ulaşamamış olsa da kadınlarımızın yalnız edebiyatta değil, hayatın her safhasında olduklarına ve artarak devam edeceklerine inanıyorum. ”Sekiz çocuk yetiştirmiş olan hizmetçi kadın, yüzbin pound kazanan bir avukattan daha mı değersizdi?” Kitapla ve sevgiyle kalın.
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · İndigo Kitap · 201737,8bin okunma
Reklam
DEĞER...
Sekiz çocuk yetiştirmiş olan hizmetçi kadın yüz bin pound kazanan bir avukattan daha mı değersizdi?
Kadınlık korunmaya muhtaç bir varoluş olmaktan çıkınca her şey olabilir.
Kadınları korumaktan vazgeçmeniz lazım, onları farklı işler ve farklı uğraşlarla baş başa bırakın; izin verin ki asker olsunlar, denizci olsunlar, otomobil sürsünler, liman işçisi olsunlar... "Kadınlık korunmaya muhtaç bir varoluş olmaktan çıkınca her şey olabilir."
152 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı bitirdim ve bu sorunun yanıtı maalesef kitapta gizli dememe hiç gerek yok, zira yazarımız Mary Beton takma ismiyle kadınlar ve kurmaca edebiyat hakkında konuşmasına dair fikirlerini 2 günlük özetiyle anlatmaya çalıştı. Başkalarına yaltaklanarak çalışma zorunda kalmadığınız bir servete sahip olma şansı, kendinize ait bir oda olması sonucuna, (düşüncelerinize kimsenin karışamayacağı veya yönlendiremeyeceği bir ortam) bu sonuca da nasıl vardığını falanca yerde öğle, akşam yemeği yerken, kitaplardan rafları indirirken, falanca erkek yazarların kadınlar hakkındaki küçümseyici tavırlara dokundurarak söylevinin sonunu Shakespeare nın bir kız kardeşi olsaydı onun nasıl bir deha olabileceği hakkındaki tahminleri ile bitiriyor. ‘’Kadınlar erkekler gibi yazıyor, onlar gibi yaşıyor, ya da onlara benziyor olsalardı binlerce kere yazık olurdu, çünkü dünyanın büyüklüğünü ve çeşitliliğini düşündüğümüzde iki cins bile yetersiz gelirken, sadece tek bir cinsle nasıl idare edebilirdik? Altını çizdiğim sayfalar dolusu alıntı.. Her bölümde durup tekrar baştan okumalarım olduğunu itiraf ediyorum. Benim en etkileyen kısım Erkeklerin, kadınlar hakkında yine kadınlardan daha fazla söz söylediği gerçeğiydi.. ‘’Sizden sorumluluklarınız unutmamanızı, daha soylu daha ruhsal olmanızı rica ediyorum, size ne çok şeyin bağlı olduğunu ve gelecek üzerinde ne kadar etkili olabileceğinizi hatırlatmak istiyorum.. Ama düşünüyorum da bu uyarıları gönül rahatlığı ile karşı cinse bırakabiliriz, onlar söz söyleme sanatında daha etkin oldukları için bunu benden daha iyi yapabilirler ve bugüne kadar yapmışlardır da..
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · Koridor Yayıncılık · 201737,8bin okunma
Reklam
Kendime ait bir odadan paylaşıyorum:-)
Bu noktada, aklıma bir kitap adı geliyor: Kendine Ait Bir Oda. Feminizmin el kitabı muamelesi gören bu Virginia Woolf kitabı, esasen, -kadın/erkek fark etmez- herkes için ‘kendi ayaklarının üstünde dur’ levhasıdır. Adını okuduğumda dahi ferahlıyorum, dilime takılıyor; tekrar ediyorum: Kendine ait bir oda… Sadece buna sahip olunca bile, ritmini aksatıp kimyanı bozan, acele ettirirken hep geç bıraktıran o anonim kalabalıktan sıyrılarak, yaratıcı, özgün, sakin ve hür gücüne kavuşuyorsun. Sevmek ve sevilmek dahi, bir talepkârlık veyahut esaret meselesi olmaktan, kendine ait bir oda sayesinde çıkıyor. Ne diyordu José Saramago? “Sevmek, sahiplenmenin en güzel yoludur herhalde; sahiplenmekse, sevmenin en çirkin yolu.”
Babam Beni Şahdamarımdan Öptü
Babam Beni Şahdamarımdan Öptü
#ozanönen
Kadın olmak.
Yazı yazmak öğretiliyor muydu kadınlara ;kendilerine ait bir odaları varmıydı;daha kendileri çocuk odasından çıkmadan, on beş_ on altı yaşlarında evlendiriliyorlardı.
Çünkü kadın gerçeği söylemeye başlarsa erkeğin aynadaki görüntüsü küçülmeye başlar; yaşam karşısındaki uyumluluğu yok olur. Erkek sabah kahvaltısında ve akşam yemeğinde kendini gerçek boyutlarının en az iki katında göremezse, kararlar vermeyi, yerlileri uygarlaştırmayı, yasalar koymayı, kitaplar yazmayı, özenle giyinip yemekli toplantılarda konuşmalar yapmayı nasıl sürdürecektir?
Düşsel planda kadın son derece önemlidir; gerçek yaşamda ise tümüyle önemsiz. Şiiri bir baştan öbür başa kaplar; tarihte hiç görülmez. Kurmaca yazında kralların ve fatihlerin yaşamlarına hükmeder; gerçek yaşamda ailesinin parmağına bir yüzük geçirdiği herhangi bir oğlanın kölesidir. Kurmaca yazında en esin dolu sözler, en derin düşünceler onun dudaklarından dökülür; günlük yaşamda hemen hemen hiç okuyup yazamaz ve kocasının malıdır.
Reklam
Kadın özgürlüğüne erkeklerin karşı çıkmasının hikayesi belki de o özgürlüğün kendi hikayesinden daha ilginç.
Sayfa 61 - siaKitabı okudu
Ayrıca, yüz yıl sonra, diye düşündüm, kapının eşiğine vardım sırada, kadınlar artık himaye edilen cins olmayacaklar. Bir zamanlar kendilerine yasaklanmış olan bütün faaliyetlere ve uğraşlara katılabilecekler. Dadı kömür yığabilecek. Dükkancı kadın otomobil kullanabilecek . Kadın himaye edilen cins olduğunda görülen durumlara dayandırılan bütün varsayımlar ortadan kalkmış olacak.
Sayfa 46 - siaKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.