Aşırı zevkli bir kitap , çok ilginç bilgiler ediniyorsunuz kahvenin,çayın ,çikolatanın ,tütünün,uyuşturucunun vs tarihini öğrenmekle kalmıyorsunuz bu maddelerin toplumsal boyutlarını,toplumu nasıl değiştirdiklerini yani maddelerin tarihiyle kalmıyor, bu aynı zamanda bir sosyoloji kitabıdır. Maddelerle birlikte tarihi ve madde devrimlerini
ÜNLÜ MÜ ÜNLÜ 16 Yazarın “HADİ CANIM!” DİYECEĞİNİZ ÖZELLİKLERİ
Ben yazılanların yalancısıyım:))
1)Doğa tasvirli şiirlerin şairi olarak bilinen Schiller’in tüm bu eserlerini ,üzerinde sinekler uçuşan çürük bir elmayı koklayarak yazması gerçekten ilginç. Ama daha da ilginci var. Ünlü şair yazmak için elmanın kâfi gelmediği zamanlarda banyoya
Kitap ve kahve fotosu paylaşan güruha baktığınız zaman okuduğu Türk dizilerinin yazılmış versiyonu kitaplarla hepsi birer entelektüel ve aydınvari bir havadadırlar. Okuduklarından öğrendiklerini düşünen ve zenginleştirmeye çalışan tutkulu okuyucumuz ise gösteriş peşinde olmaz. Meraklıdır, tartışmayı sever, ve bir başkasından yeni eleştirel bir bakış edinmeye çalışır. Bizim Türk dizilerinin kitap versiyonu olan kitapları okuyanlar ise böyle kimselerle tartışıp konuştuğu zaman ışık görmüş tavşan gibi olurlar. 1000 kitapta bu saçma güruhtan epey fazla var. Dindarlar sevinmeyin yazımın sonunda bu siteye veda filan etmiyecem. Sizin hakkınızdan ancak ben gelirim. Görece bu uzun yazıyı buraya kadar okuduğunuz için teşekkürler.
Ölüm korkusunu aşmadıkça insan için özgürlük yoktur. Ama intihar ile değil. Bu korkuyu aşmak için kendini bırakmamak gerekir. Hiç burukluk duymadan, korkmadan ölebilmeli.
Meursault, topluma yabancılaşmış bir karakterdir. Bu karakteri topluma yabancılaştıran ise toplumun onu dışlaması ya da ona farklı davranması değil, Meursault’nun kendi umursama tarzı, kabullenmişliği, seçimleri ve düşünce tarzıdır. Toplum Meursault’ya herkesle aynı şekilde davranmıştır. Ancak Meursault toplum tarafından beklenmeyen şeyler yapmayı seçmiş ve toplumdan bu davranışları sergileyerek kendisini ayırmış ve yabancılaşmıştır. Sergilediği bu hareketler arasında annesinin ölümüne üzülmemesi, hatta annesinin tabutu önünde kahve ve sigara içmesi en önde gelenidir. Meursault’yu yabancılaştıran sadece cinayet işlemesi veya annesinin ölmesine önem vermemesi değildir, onlar en belirgin olanlarıdır.
Ölümle yüzleşen Meursault, ölümle hesaplaşır
“Ama herkes bilir ki, hayat yaşamaya değmez. Aslına bakarsanız, insan ha otuzunda ölmüş ha yetmişinde, pek önemli değildi. Çünkü her iki halde de, pek doğal ki, başka erkekler de, başka kadınlar da yaşayacaklardı, hem de binlerce yıl. Sözün kısası, hiçbir şey böylesine açık değildi…”
Beklediğim, mucizelerden biriydi bu kitap içinde çıkamadığım bazı durumlarda bana ışık oldu. Umursamaz olduğumu düşündüğüm yerde aslında olayları olduğu gibi kabullenmişim:) bunu bilmekte başka bir kabullenme şekli oldu.:)
İyiki dediğim yazarlardan birisin
Çünkü ölmüştük biz. Ve bedenlerimizi yaşatacak, zihinlerimizdeki kalplerimizdeki ve ruhlarımızdaki boşlukları tamamlayacak şeylere ihtiyacımız vardı. Kitap gibi. Müzik gibi. Kahve gibi.
Konusu acayip olmakla beraber, ilgi çekici bir kitaptı. Her şey bir bakkalda başlamıştır. Satıp satabileceği her şeyi bulunduran bir bakkalda. Sadece tek bir şey eksik: İçeni sonsuza dek ölümsüz kılan ölümsüzlük suyu. Tomek, hayatını değiştirecek bir maceraya atılmaya karar verir. Sadece suyu bulmak için değil, ölümsüzlük suyunu isteyen yardıma muhtaç küçük kızı mutlu edebilmek için. Ve bu macerada, başına gelmeyen kalmaz. Özellikle macera ve fantastik sever okurlara tavsiye edebileceğim bir kitap. Okurken kendinizi maceracı karakterimiz gibi göreceksiniz. İhtiyacınız olan tek şey: Kahve, Kitap, Sessizlik...