Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

nisa aydın

nisa aydın
@kahveyisutolmadandayapariz
Güzel gülüşün için ne dağlar aştım taşlara çarpa çarpa Şimdi tepeden izliyorum tüm şehri Şehir iki dudağın aradında kocaman bir manzara.
77 okur puanı
Mart 2023 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Yeniden merhaba diyeceğim güneşe Gövdemde akan nehirlere Bulutlar gibi uzayıp giden düşünceme Benimle birlikte kuru mevsimlerden gecen Bahçemdeki ağaçların hüzünlü büyümesine Gecenin kokusunu hediye eden kargalara Yaşlılık biçimim olan ve aynada yaşayan anneme Tekrarlanan şehvetimle döllenen yeryüzüne Yeniden merhaba diyeceğim
Reklam
Artık çok geç biliyorum ama ben hala sana yazıyorum sevgilim.Senden sonra kimseye sevgilim demedim,diyemedim.Bana zarar verdiğini düşündüm çoğu zaman.Sevginin zarar vermeleri olmazmış ama bilmiyordum.Şimdi kendime odaklanmayı deniyorum sana söz verdiğim gibi.Sakince ve etrafımda kimse kalmamışken kafamı dinliyorum.Seninleyken başladığım tiyatro bana çok şey kattı.Bazen replikleri sana bakarak söylüyormuşum gibi hissediyorum.Öyle daha duygulu oluyor,daha gerçekçi.Senden sonra kimseyle evlilik hayali kurmadım.Kimseye; "düşünsene bir evimiz var küçük tatlı bir ev bir de çocuğumuz var ufak da bir kedi.Senin sevmediğin, sonradan benimle birlikte sevmeye başladığın bir kedi.Çok güzel olmaz mıydı?"diyemedim.Biliyorum bana yakıştırmadığın çok şey yaptım ve şu an benden tiksiniyorsun farkındayım. Bana inanmıyorsun,istemiyorsun.Olacağı varsa bir gün yine karşılaşırız belki.Aradan yıllar geçmiş olur,kim ölür kim kalır bilmem ama eğer ikimiz de hala hayattaysak ve unutamadığımız şeyler varsa o zaman sımsıkı sarılırız birbirimize.O zaman bana inanırsın belki çünkü sana elle tutulur bir neden verebilirim.O zaman belki bir işim olur güzel bir kariyerim bak derim; sen bana çok şey kattın,senden sonra kafam yerine geldi hayatımdaki herkesi çıkarttım, derin bir nefes aldım ve derslerime odaklandım inanmayacaksın ama artık iyi bir insanım derim.Umarım o zaman da beni seviyor olursun çünkü ben seni çok seviyorum.Bugün yarın ve günlerim gülüşünden doğduğu sürece..
Sevgiyi hak etmediğini düşündükçe gözlerinden akan yaşları tutamıyormuş insan.Hiç sevilmediğini düşününce,ağlarken yazacak kimsesi olmadığını fark edince mesela.Kimseye güvenmeyince.Mutsuz insanları kimsenin sevmediğini öğrenince.Hep gülmek zorundaymış insan.Neşeli olmazsa sevmiyorlarmış onu.En yakınındakinin bile bir gün mutlaka gittiğini

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
20 Nisan 2024
İki küfürün arasına sıkıştı benliğim.Hep değer verdiklerim gitti ve şimdi burdayım.Sayfalar yazıyorum,çürütüyorum ama burdayım.Hep burdaydım ama görmediler.Onlar görmeyince ben gittim.Kırıldığımı ağladığımı görmediler,ben yine gittim.Gidersem kendime değer vermiş olurum sandım.Gittiğim yolda yürümeye çalışır şekilde topallarken boğazımdan kan geldi.Yere yığıldım.Doktorun söylediklerini dinlerken sadece annemi izledim.Yüzünü,benim için üzülmesini izledim.Belki bencilce gelecek ama annemin benim için üzülmesi bana iyi geldi.Hala adıma üzülen birileri varmış hissini sevdim.Kalp kırarken düşünmedikleri hayatımı sonlandırırsam belki mutlu olabilirim şimdi.Onlar da mutlu olurlar ve ben onları mutlu etmeyi hala her şeyden çok istiyorum.Hayatımdan birer birer çıktılar ama belki ben hayattan çıkarsam onların da üzerinden bir yük kalkabilir.O yükü üzerlerinden kaldırmak isteyecek kadar seviyorum onları.Kendime üç gün tanıdım.20 Nisan 2024.Bu tarihe kadar seni bu dünyadaki her şeyden çok seviyorum.Umarım bu tarihten sonra da buraya yazmak için çok geç olur ve seni dünyadaki her şeyden çok sevmem için bir dünyam olmaz.Yukarıdan izlerim seni belki,belki orası daha huzurludur.Sen benim yokluğumu aramazsın biliyorum ama olur da ararsan belki yukarıdan izlerken hafif bir tebessüm oluşur yüzümde.Seni, kendime tanıdığım üç günlük ömrüm kadar çok seviyorum.(sen hiç inanmasan da.)
Ilık esen rüzgâr kafamdaki tonlarca düşünceden sadece birini alıp uzak diyarlara atsın diye çok dua ettim ama şimdi babamın oturduğu sandalyelerden birinde oturuyorum ve kafamdaki düşünceler en az onun kafasının içindeki düşünceler kadar net ve karışık.Hayatımda olduğu sürede bana çok tecrübe kazandırdı.O da benim gibiydi,durmadan düşünüp dururdu ama en derinlerdeki düşünceleri kimseyle paylaşmazdı.Sırdaşı sayfalardı.Kafasındaki düşünceleri susturamadığı zaman kendini içkiye vururdu(ki kendini hep içkiye vururdu).Ama ben ayıkken sarhoşum,ben korkarken denize giriyorum,ben sesimi duymayacaklarını bilerek bağırıyorum,ben onun gibi değilim;ben korktuğum şeylere sonunda uçurum olduğunu bile bile koşabiliyorum.O beni sevmedi,ben beni sevmeyen insanları da sevebiliyorum.Sever gibi yapardı mesela,öyle güzel oynardı ki rolünü.. Bak ben sevmedigimde seviyormuş rolü yapamıyorum.İnsanları sevmeyi deniyorum.İnsanları hatalarıyla kabullenmeyi deniyorum ve insanlar hata yaptığında konuşarak çözebiliyorum.Bak baba şiddet ilk seçenek değilmiş,hatta son seçenek bile değilmiş.Bana yanlış öğrettiğin belki de tek şey bu.Hep sözlerinle dem vururdun insanlara.Şimdi ben de içimde senin yarattığın sessiz çığlıkları bu sayfalarda sakin bir şekilde yazıyorum,insanlara dokunmayı deniyorum.Belki acılarından belki de mutluluklarından. Ben senin gibi ağır konuşmuyorum çünkü insanlarla ağır konuşmadan da anlaşılabiliyor(senin öğretmediğin bir şey daha).Beni kırdığın gibi insanları kırmamak için her şeyi içime atacak kadar masumum ben hala.Sen öyle olmasan da..
Reklam
Küçük kız o an anladı.Rengarenk ve kusursuz olduğunu düşündüğü balonların hepsi patlaktı.Ellerinde tuttuğu balonlarla gökyüzüne uçmayı planlamışken o balonlar çoktan yeri boylamıştı.Sevenin var mı diye sordu babası bir gün."Evet!" dedi kız.Peki dedi;"özelin var mı?" "Var.."dedi kız.Bugün anlıyor ki seveni de yok özeli de.Tüm balonlar yerlerde.
İnsanlar ya gitmiş ya da değişmişlerdi, ki değişmek gitmek gibiydi neredeyse...
Odanın kapısı açılınca hissettiğin tatlı heyecan.O odaya girene kadarki iki saniyede kurduğun yanına uzanıp seni öpmesi hayali.Odaya girişiyle getirdiği buram buram içki kokusu.Sormadan alıp durduğu şarj aleti.Yatağımın yanındaki telefon tutacağı.Onları almaya gelmiş yine.Git diyemiyorum.Yüzünde bir gülümseme var ama bana değil,arkadaşlarıyla
Bugün
Bugün masal değil, Masaldan daha güzel, gerçek; Bugün yeryüzünde olduğum gün! Ayaktayım işte; Asfalta amut, Akasyaya muvazi, İnsanlarla omuz omuza, Kurtla kuşla aynı kaderde, Gülden lâleden farksız, Fâniliğinde ömrün; Herkes gibi dertli, Ümitli herkes kadar; Ne de olsa memnun yaşamaktan. Bak nasıl adım atıyorum, Rakı içercesine, Yâri öpercesine, Sarhoş öylesine. Kim bana söyleyebilir, Bulutlar mı geçiyor başımın üstünden, Ben mi gidiyorum bulutlar altında? Cahit Sıtkı Tarancı
gözyaşlarından yansıyan anılar
Sessizleşiyoruz.Susuyoruz ve dinliyoruz.Koşuyoruz soluk bile almadan.Arkamızda biri var mı bakmadan.Önümüzde yol var mı bakmadan.Uçurumdan düşmeye mecalimiz kalmadan.Yol çıkmaza varmadan,arkamızda biri olmadığını anlıyoruz.Varsa da görmezden gelmeyi daha çok tercih ediyoruz.Arkamızda biri varsa da bıçaklamayı umursamıyoruz.Bir şeyleri göze almışız ama göze aldığımız şeyin sonuçlarına katlanabilir miyiz bilmiyoruz. Açıyoruz temiz bir sayfa,satırlar diziyoruz.Silgimiz var mı bakmadan,kelimeler düzgün mü umursamadan.Ama yazdığımız şeyden eminiz.Yazının sonunu bilmesek de. Sonra sayfayı katlıyoruz,kilitli bir çekmeceye koyuyoruz.Çekmecenin anahtarı var mı bilmeden. Kafa karıştırmanın lüzumu yok.Kararlar alıyoruz.Her geçen gün bu kararların üstüne yenileri ekleniyor.Verdiğimiz kararların nereye varacağını bilmiyoruz.Yine de mutluyuz.Belkilerle döşüyoruz hayatımızı.Belki sonunda mutlu olurum,belki bana zarar vermez, belki;verdiğim karar "belki" değildir. Net olmayan şey kafamız,kararlarımız değil.Girdiğimiz sokakların önü açık.Onları çıkmaz yapan bizleriz.Şimdi gel bir sokağa daha girelim.Baktın çıkmaza gidiyor çıkmazın sokaklarını kıracak çekiç de senin elinde. Ama en önemlisi o yolu çıkmaz yapmamakta senin elinde.
Reklam
Gökkuşağı ve içinde barındırdığı onlarca renk.Saymak istemediğim,saymanın büyüsünü kaçıracağından korktuğum.Bir köşede sen.İçinde barındırdığın yüzlerce renk.Adını koyamadığım renkler,sayamadığım,saymanın büyüsünü kaçıracağından korktuğum.Kalbimde duygularım.İçinde barınan en yoğun aşk duygusu.Tanımlayamadığım,tanımlarsam kelimelerle o duyguyu küçültmekten korktuğum.Küçülecek gibi de değil doğrusu.Ufalmıyor,azalmıyor ve en önemlisi bitmiyor. Korkularım var mesela;bağlanmak,sonunu bildiğim hikayelere başlamak,sonunda üzülmekten korkmak.Ama bu kez korkmuyorum.İpimi söktüm,halatları senin eline verdim.Bağlanmaktan korkmuyorum çünkü ipler senin elinde ve uçurumdan aşağıya sarkıtmayacağını biliyorum,güvenmeyi öğrendim. Sonunu bildiğim hikayelere başlamaktan korkmuyorum,sonumuz yok.Mutlu sonlar ya da mutsuz sonlar masallarda olur biz masalda değiliz sevgilim. Üzülmekten korkmuyorum.O gözyaşlarının sebebi sensen onlar bile aktığına pişman değil demektir. Bahsetmediğim şeyler de var mesela ben artık ölmekten korkmuyorum.Seni yaşattığım yazılar burada duruyorken ben ölsem de yaşıyorum demektir. Aşkın bitmesinden korkmuyorum,aşkın bitmediğini bana sen öğrettin.Defterime yaptığım sarmaşıkların bir gün kopmasından korkmuyorum ,onları birlikte yaptığımız günden beri kalplerimizi sarmalıyorlar ve güzel kalplerimizi sarmalayan değil sarmaşık zincir olsa yine hiçbir güç koparamaz onu. Ben,mesela,sevmekten korkmuyorum.Sevgi bile içinde seni barındırdığını duysa kendine hayran kalırdı.
Elbette kirlenmekten bahsedeceğiz.. Koyu renk kalemlerle yazacağız şiirlerimizi, Karanlığı savunacağız, Arkasında duracağız, arka sokakların. Duman kokacak boğazımız. Elbette inanmayacağız dostluklarımızın samimiyetine, Şehvetine kapılmayacağız aşklarımızın.. "Sen yine de beni unutma !" bunun konumuzla hiç alakası yok ama sen yine de
106 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.