Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yurtlarda büyüyen çocuklar diğer çocuklardan ne çok iyi ne de çok kötüydü ama terk edilmişlikleri, yalnızlıkları, yaşadıkları travma onların acımasızlığını artırıyordu. Sanki hayattan daha o yaşlarda öç almaya başlıyorlardı
Sayfa 138Kitabı okudu
Reklam
Kısacası ölümden değil yaşamdan korkuyordu. Vicdan azaplarıyla ve alçaklıklarla dolu, eksik bir yaşamdan korkuyordu.
“Japonların Stoacı bakış açılarına alışmıştı: Bir sorun karşısında hiçbir şey yapamıyorsan, bir şekilde onu yok farz edeceksin. “
"Basit bir hayatın mı olsun istiyorsun? Sürüye yakın dur ve orada kendini unut."
Aklınızı başınızdan alacak bir insan avı Doğan güneş karardığında, Geçmiş, çıplak bir kılıç gibi keskinleştiğinde, Japonya artık bir anı değil, kâbus olduğunda,Kaiken’in zamanı gelmiş demektir.
Reklam
Arka planda başka bir şey fark ediyordu. Yalnız kaderini.İçsel arayışını. Çünkü Naoko hep yalnız olmuştu.
" O Anka Kuşu'ydu. Ne erkek ne kadındı.Ya da her ikisiydi. Özgürdü ve ölümsüzdü."
Reklam
Japonya'da "Dünkü çiçekler bugünün rüyalarıdır" denirdi. Naoko buna bir ekleme yapabilirdi "Dünkü hatalar bugünün kabuslarıdır."
Sayfa 351 - Doğan Kitap
"Acı, kanser gibidir. Kurbanın dayanıklılığıyla beslenir."
Freud " Kabus, bastırılmış, geri plana itilmiş bir isteğin gerçekleşmesi, görsel açıdan ön plana çıkmasıdır." diyordu.
"Kötülükten ne kadar çok korkarsan, onu o kadar üstüne çekersin."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.