“Zaman hiç durmaz,” diye sürdürdü konuşmasını bahçıvan, “Tabiat hep hareket hâlindedir. Su buharlaşıp göğe çıkar, orada buluta tahavvül eder ve yağmur olup yağar toprağa. İnsanın fikriyatı da aynen böyledir. Tıpkı cıva gibi, bir an bile duramaz yerinde, bir hâlden ötekine geçer, değişir, başkalaşır. Seyfettin Bey gibi velut bir âlimin de ilelebet
Sayfa 106 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Duydum ki mûcize bekliyormuşuz!..
~•~ Mûcize arayan insanın hayal âlemine dalmasına gerek yoktur. Kâinatın kendisi bir mûcize olduğu gibi, her an milyonlarca mûcizelere sahne olmaktadır. İşte dünyamız, Güneş'in etrafinda büyük bir hızla dönüyor, fakat uzaya fırlamıyor ve üzerindeki yolcuları olan insanları, hayvanları, bitkileri ve cansızları, hiç incitmeden binlerce yıldır taşıyor. Güneş, her sabah, bir başka güzellikle ve tam vaktinde doğu­yor. Kendisine verilen ısıtma ve aydınlatma vazifesini yerine getiriyor. Boşlukta asılı yıldızlar, dünyamızdan binlerce defa daha bü­yük o dev küreler, gök kubbede parlamaya devam ediyorlar. Her yerde, her an, bir başka harikâ sanat eseri ortaya çıkıyor. Bir minicik tohum atıyorsunuz toprağın bağrına, üstünü ör­tüp suluyorsunuz. Bir süre sonra bir de bakıyorsunuz ki, güzeller güzeli bir filiz olmuş. Derken büyüyor bu filiz; dal oluyor, yaprak oluyor, nihayet lâtif çiçekler açıp, tatlı meyveler veriyor. Bitkiler âleminin ağaçlarına, çiçeklerine, meyvelerinin renkle­rine ve şekillerine bakınız. Her biri ayrı güzellikleri nasıl temsil ediyor. O kaktüsün dikenleri arasındaki binbir çiçeği, kuru bir dikenin bile estetiği akıllara durgunluk vermez mi? Gökyüzü mavi olmasa, nasıl bir yorgunluğun esiri olurduk, hiç düşündünüz mü? Atmosferin ışıklara verdiği fon sanki bir müzik gibi, gök mavisi oluvermiş. Arzın toprağındaki renk, ye­şil bitki örtüsüne şahane bir ufuk dekoru değil midir? ~•~
92 öğeden 101 ile 92 arasındakiler gösteriliyor.