Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ebediyete doğru

Ebediyete doğru
@kalbi_pusulam
28 Temmuz 2001
8 okur puanı
Temmuz 2022 tarihinde katıldı
272 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Minyeli Abdullah
Minyeli AbdullahHekimoğlu İsmail
8.5/10 · 3.242 okunma
Reklam
Aynı evin içinde aile üyelerinin her biri ayrı dünyalarda . Öyle bir hale geldik ki kafamızı telefondan kaldırıp annemizin babamızın kardeşimizin yüzüne bakmıyoruz. Sosyal medyada kendimizi çok güzel ifade ettiğimizi düşünüyoruz oysa gerçekte kekeleyerek iki kelimeyi bir araya getiremez olduk. Sanal alemden çıkıp gerçekleri görür müyüz bilemiyorum. Sanalda kendimizi ne kadar iletişim vs. gibi konularda tatmin etmeye çalışsak da bir türlü mutlu olamıyoruz. Biz insanız güzel söz duymak hoş bir gülümseme gibi güzelliklere ruhumuzun ihtiyacı var. Sanalda jest ve mimikler olmadan ne kadar iyi iletişim kurduğumuz sansak da bir yerler de bi eksikler kalıyor. Sanalda gönderimize gelen 1 milyon beğeni aklımızda kalmaz belki ama gerçekte insanın içini ısıtan bir gülümseme unutulmaz . Yanı başımızda bizim onlara onların da bize ihtiyaç duyduğumuz insanlardan uzaklaşıp telefonun ,tabletin vs . içinde yaşamayalım. Yarın bir gün bu günlerimizi bu şekilde heba ettiğimiz için çok üzüleceğiz bence . Belki de ailemizle iki çift laf edemeden evden ayrılacağız ya da ailemizden birisini kaybedeceğiz bilemeyiz. Geç olmadan pişman olup kendimizi kontrol altına almalıyız . Eğer bunu basaramaszak insanlık diye bir şey kalmayacak hepimiz robotlaşmaya doğru yol alıyoruz. Düşünelim lütfen...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kendine şefkatle ve anlayışla yaklaşmak en önemli kurallardan biri. Kendini tanımlarken, içsesinle konuşurken, küçümseyici ve yetersiz gören ifadeler kullanırsan, kendine acımasız davranırsan, bir süre sonra kendini tanımladığın insana dönüşmeye başlarsın: Aşağıladığın, yetersiz gördüğün o insana. Bu nedenle, kendini tanımladığın sözcüklere dikkat etmelisin.
Reklam
Kendi kendimizi analiz edemememizin en büyük nedenlerinden birisi içimizdeki duyguların ve düşüncelerin rüzgârında kaybolmamızdır. Dünyaya dair hislerimiz bize fikir verse de gerçekleri algılamamız konusunda bazen bizi yanlış yönlendirebilir. Hatırlıyorsan, daha önce kötü hissettiğimiz zamanlarda içinde bulunduğumuz koşulları olduğundan kötü, iyi hissettiğimizde ise olduğundan iyi algılayabildiğimizden bahsetmiştim. Duyguların bizi yönlendiriyor olması değişim konusunda yaşadığımız büyük engellerden birisi oluyor her zaman.
Zihinsel olarak hazır olmayı bekliyorum diyerek kendini kandırma, hazır olmadığın şeylerde kendini zorlayarak gelişebilirsin ancak.
Hazır olmasan da, isteksiz de olsan, değişim için bir şekilde harekete geçmelisin. Özellikle değişim konusunda, kervan biraz da yolda düzülür. Tam anlamıyla motive hissetmeyebilirsin harekete geçmek konusunda. Ama ben motivasyon konusunun abartıldığını düşünüyorum. Sanki herhangi bir adım atmak için her zaman motivasyona ihtiyaç varmış gibi bir algı oluştu son zamanlarda. Ancak motive hissetmesen de, harekete geçebilirsin. Hazır olmasan da harekete geçebilirsin. İçsel anlamda hazır olmasan bile davranışsal anlamda yaptığın değişiklikler, içini de değiştirecektir. Çünkü davranış konusunda yapılan her değişiklik, içimizde bir yerlerde yankısını her zaman bulur.
Sen kendi kendine yetme konusunda adımlar attıkça ilk başta seni uyumsuz olmakla suçlayanlar, sonrasında senin sınırlarına ve özgünlüğüne saygı duyacaklardır. Çevreni dikkatle incelersen, diğer insanlar tarafından gerçekten önemsenen insanların büyük bir kısmının özgün duruşları ve prensipleri olan insanlar olduğunu fark edeceksin
Günümüz dünyası hız ve dolu dolu olmak zorunda gibi. Her an dolu dolu geçmeli, hayatın her saniyesini dibine kadar kullanmalı ve bir komando modu şeklinde yaşamalı gibi hissediyoruz. Bu hız tutkusu ve sonuç odakhlık herkesi bir teyakkuz halinde tutuyor; ya hayat geçip gidiyorsa ve onu tam anlamıyla yaşayamıyorsam, hayatı kaçırıyorsam korkusu sarıyor ruhumuzu. Ben bu durumu bir araba içerisinde, uzun bir yolda, bir hedefe ulaşmaya çalışırken tüm gücümüzle gaza basmamıza benzetiyorum. Aslında çok güzel yerlerden geçiyoruz, görülecek çok güzel manzaralar, tanışılacak güzel insanlar var. Bu hız içerisinde hiçbirini fark etmiyoruz. Tek gaye, hedefe ulaşmak. Ama hedefe ulaşınca bir de bakıyorsun ki, hayat gitmek istediğin, varmak istediğin sonuçların toplamı değil, yolun kendisiymiş. Sen hedefe ulaşmaya çalışırken, yolu kaçırıyorsun.
Reklam
Yaşadığın şeyin hırs mı azim mi olduğunu, başarıya ulaştıktan sonraki ruh halini değerlendirerek anlayabilirsin. Eğer başarılı bile olsan hâlâ eksik bir şeyler var gibi hissediyorsan sen de hırs tuzağının içindesin demektir. Ancak sonuca ulaştıktan sonra ruhunu bir huzur kaplıyorsa ve bu durum uzun bir süre devam ediyorsa azimlisin diyebiliriz.
Diyelim ki, mücadele ettin ama yine de olmadı. Hiç sorun değil. Her zaman asıl olan mücadeledir. O zaman kabullenme kapısı açılacaktır sana. Ben uğraştım ama olmadı, elimden gelmedi de diyebilirsin. Harekete geçmeden önce sana yük olan şey pişmanlık ve elinden gelebileceği halde yeterince uğraşmadığın için yapamadığın duygusuydu. Ama sen uğraşırsan ve olmazsa, üzülsen bile, bu seni bir ömür rahatsız etmeyecektir.
Değişimin anahtarı küçük adımlarla yola çıkmaktır. Büyük hedeflere ancak küçük adımlarla ulaşabilirsin. Bir hedefe ulaşma yolunda, gaza gelmek en büyük düşmanındır. Çok büyük adımlarla çıktığın yolda çok çabuk yorulursun ve çabuk vazgeçersin. Gaza gelmek sürdürülebilir değildir. Çünkü ilk başta ortaya koyduğun mücadele ruhu, yavaş yavaş azalacaktır. İnsan mizacı, hızlı değişimlere karşı çok fazla direnç gösterir. Değişim için küçük ama istikrarlı adımlar çok işlevseldir.
Her şeyi başaramazsın, her istediğini yapamazsın. İnsani özelliklerin maalesef buna müsait değil. Eğer ki her istediğini yapacağını düşünüyorsan seni kocaman bir hayal kırıklığı bekliyor. Geçmişten getirdiklerin, genetik özelliklerin, fiziksel yapın, mizacın, zihinsel kapasiten; hepsi senin potansiyelini belirler. Daha önce de söylediğim gibi, her şeyi çok iyi yapamazsın ancak emin ol, çok iyi yapabileceğin en az bir tane şey vardır. Eğer amacın kısa süreli gaza gelip, coşkun halde hissetmekse buna bir şey diyemem. Ama gerçekten bir şeyleri değiştirmek istiyorsan, değiştirebileceğin noktalarla başlamak her zaman çok daha işlevseldir.
62 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.