Ne ilginçtir ki insanlar her türlü eğitim için bir öğretmene ihtiyaçları olduğunu kabul ederler ancak davranış bilimlerine gelince öğrenmeye gayret etmez ve önemsemezler.
Kısa ve sürükleyici bir kitap, okumaya başlayınca bir bakmışsınız ki bitmiş. Kitap dönemenie göre çok kıymetli bakış açılarını taşıyor. 120 yıl kadar öncesinde insanların düşüncelerine hükmetmeyi düşünmeleri ve stresin o zamandan beri bela olduğunu görmek şaşırttı. Çünkü hayatta hala aynı sorunlarla başetmeye çalıştığımızı görmek beni şaşırtıyor. İnsanlar hep aynı beklentiler hep aynı. Ve formül elimizin altınd olduğu halde hala arayışlardayız. Bu kitap da düşüncelerimize nasıl yön vermemiz gerektiğini dönemine göre çok güzel anlatan ve eskimeyen bilgiler içeren bir kitap.
Düşüncenin GücüJames Allen · Koridor Yayıncılık · 20082,406 okunma
Keza ne doymaz bir varlıktır insan! Ulaştığı her tatmin yeni bir arzunun tohumudur, dolayısıyla onun ebediyen doyurulamaz arzularının sonu yoktur.
İrade kendi başına ele alındığında dünyaların efendisidir de onun için; her şey ona ait olduğu için, hiçbir şeyin bir bölümüyle yetinmez, sonsuz da olsa tamamıdır onun istediği. Bu arada bu dünyanın efendisinin bir insan kılığına büründüğünde payına ne kadar küçük bir şey düştüğünü düşünecek olursak bu durum ister istemez acıma duygumuzu uyandıracaktır; genellikle sadece bedeni ayakta tutmaya yetecek kadar olanı. İnsan işte bunun için bu kadar mutsuzdur.
Şu çocuk dünyaya getirme işi şimdi olduğu gibi bir zorunluluk veya bedensel zevkin eşlik ettiği bir şey değil de tamamen düşünüp taşınarak akılla yapılan bir iş olsaydı acaba insan soyu gerçekten varlığını sürdürmek ister miydi? Bir insan gelecek nesle onu hayat yükünden kurtaracak kadar şefkat ve merhamet beslemez miydi? Ya da böyle bir yükü onun üzerine yükleme sorumluluğunu soğukkanlılıkla üstlenmeyi istemeyecek kadar ona yakınlık duymaz mıydı?