Bir kitap içinde göz yaşları saklayabilir mi?Peki ya sessiz çığlıklar atabilir mi bir kitap?İnsanlığın ölmüş olduğunu kanıtlayabilir mi size ?Bir insanın tüm dünyaya olan güven duygusunun nasıl adım adım öldürüldüğünün kanıtı bu kitap.""Babana bile güvenmeyeceksin bu hayatta."sözünün ispatı,küçük çocukların duyulmaz çığlığı,adaletin sessizce yok oluşunun göstergesi ve daha anlatılamayacak bir sürü şeyin belgesi.
Ne kadar duyarsız kalmışız bu konulara kitapta onlarca insanın hayat hikayesi fakat kaçını duyduk medyada kaçı haber niteliği taşıdı ayrılan ve beraber olan ünlüler kadar..
Biz sustuk onlar konuşamadı, biz hiçbir şey yap(a)madık onlar acaba suç bizde mi diye utandılar biz onlar kadar utanmadık. Bizim bölündüğümüz yetmedi çocukları bile ikiye böldük.. Şanslılar ve diğerleri.. Ama hepsi çocuk hepsi bizim geleceğimiz. Ama hala umudumu yitirmedim bu kitap ben ve daha bir çok kişinin gözünün önündeki perdeyi kaldırmayı sağladı hep birlikte ensestle tecavüzle şiddetle mücadele edeceğimize dair umudum var. Herkesin halının altına süpürdüğü konuyu büyük bir cesaretle kaleme aldığın mağdurlara ışık olduğun için teşekkürler Büşra Sanay
Bu bilinç yerleşir de bir gün ensest biter mi?
A. Y.: Bitmez. Toplumun genelini eğittiğinizde, toplumsal düzeni
değiştirdiğinizde, aile yapısını daha güçlendirdiğinizde belki
yine bitmez ama eğitimli bir toplumda azalabilir. Tezimi cinsel istismara
uğrayan çocuklar üzerine yaptım; bu süreçte birbirleriyle
ilişkisi olmayan kırsal ortamlarda ve Türkiye'nin göç alan bölgelerinde
toplumla entegre olamamış evlerde ensest vakasının daha
çok olduğunu gördük. Önlemlerin başında bu ailelerin eğitim
seviyesini yükseltmek vardır.
Babanın üç kızı var.
Büyük kızına tecavüz ediyor.
Kız travma yaşıyor ve ilk bulduğu adama kaçıyor. Bir
süre sonra ikinci kardeşi de tecavüze uğruyor ama biri
diğerinden habersiz. Küçük kardeş bir gün çaresiz kalıyor
ve ablasına gidiyor.
Abla çok kötüyüm, diyor, sana anlatmam lazım. Sen
de mi, diyor ablası ve anlaştıkları tek kelime bu. Hemen
üçüncü kardeş geliyor akıllarına ve ona gidiyorlar ama ne
yazık ki iş işten geçmiş, en küçük kardeş de tecavüze uğramış.
Bunun üzerine büyük kız "sana bir şey vermem
gerek" diyerek babayı bir yere çağırıyor ve babası geldiğinde
onu orada öldürüyor. Şu an bu dava devam ediyor,
kız hapiste.
Toplumsal cinsiyet eşitliğinde sınıfta kalmış bir toplumuz,
hikayemiz bu ve Türkiye'nin iyi bir TERAPİYE
ihtiyacı var.
Bu çocuklar kurgu yapabilir mi?
Prof. Dr. Şevki Sözen: Yapamaz. Bilmediği, tanık olmadığı öyküyü
nasıl yazsın? Hayatımda hiç kek yapmadım ama size kek tarifi
verebilir miyim, veremem. Bu, buna benzer.
Pek çok çocuk istisman davasını takip ettiniz, ediyorsunuz?
88.kiınlerin tavrına yönelik eleştiriniz var mı?
En önemli eleştirim, hakimlerin çocuğu tekrar dinlemek istemesi.
Çocuklann duruşmaya sürekli getirilip götürülmesi. Bu bizi
rahatsız ediyor.
İçinizden geçenleri duyar gibiyim ...
O kadar mücadele ne olacak peki?
Bu suçlarda neden zamanaşımı var,
diyorsunuz değil mi?
Keşke acı lar da, suçlar ve cezalar gibi
zamanaşımına uğrasaydı
Bu topraklarda inkar edilemez şekilde çocuk cinsel istismarı
yaşanmakta ve bizler de farkında bile olmayarak bu akışta yerimizi
almaktayız. Karşı çıkanlar olacaktır ama bir durup düşünelim
yıllar boyu söylediğimiz türküleri;
"14 yaşında Nazife de hanım"
ya da
"Düz dolan düz otur ay kişi / Yaş diyesen yetmişi / Bir utan kızına
3şık olur mu adam"
ya da nicelerini nesillerce dilden dile bugüne taşıdık.
Artık ikiyüzlülüğü bırakıp bu gerçek yüzleşme zamanı gelmedi
mi?
Yazarın TEDx Konuşması: youtube.com/watch?v=yK7PsjT...
Bu kitap hakkında bir şeyler yazmakla ilgili gittim geldim, gittim geldim, gittim geldim. Ve sanki yazmazsam görmezden gelmişim gibi olacağını hissettim.
Öncelikle kitabın okunabilirliğini düşüren olumsuz detaylardan kısaca bahsedeceğim ve can alıcı kısıma geçeceğim. Ayrı
Kızlarım, baba olarak benden uzaklaştılar. En acısı da bu belki de. İnsan, evladına sarılırken beni yanlış anlar mı diye düşünür mü hiç? Bunun tarifi yok. Kelimelerle nasıl anlatayım ki size?