Karlı kayın ormanında
Yürüyorum geceleyin
Efkârlıyım, efkârlıyım
Elini ver, nerde elin?
Memleket mi, yıldızlar mı
Gençliğim mi daha uzak?
Kayınların arasında
Bir pencere, sarı sıcak
Ben ordan geçerken biri:
"Amca, dese, gir içeri."
Girip yerden selâmlasam
Hane içindekileri
Yedi tepeli şehrimde
Bıraktım gonca gülümü
Ne ölümden korkmak ayıp
Ne de düşünmek ölümü
Karlı kayın ormanında
yürüyorum geceleyin.
Efkârlıyım, efkârlıyım,
elini ver, nerde elin?
....
Memleket mi, yıldızlar mı,
gençliğim mi daha uzak?
Kayınların arasında
bir pencere, sarı, sıcak.
Ben ordan geçerken biri :
"Amca, dese, gir içeri."
Girip yerden selâmlasam
hane içindekileri.
...
Nâzım Hikmet bizim kelimelerimizi kullanıyordu ama onlardan bambaşka görkemli bir dil yaratmıştı. Yıllar sonra bestelediğim dizelerini binlerce kişi tek yürek olup söyleyecektik.
"Karlı kayın ormanında
Yürüyorum geceleyin
Efkârlıyım efkârlıyım
Elini ver nerde elin."