Paris! Biz iki eski dost iki yıldır birbirimizi görmedik, şimdi birbirimizin gözlerinin içine bakabiliriz. Haydi, sen başla Paris, görüşmeyeli neler öğrendin, göster bana, haydi başla...
Sayfa 4 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ancak yine de bu sivil polis işinin ehli olmalıydı, çünkü havası, tavırları, giysileri, ile daha doğrusu paçavralarıyla tam bir aylak gibi görünüyordu ve avının peşindeydi. Oysa sivil polisleri genelde daha yüz metre öteden tanır insan, çünkü bu adamlar hangi kılığa bürünürse bürünsünler, mesleklerinin verdiği o resmi havalarını gizlemeyi bir türlü beceremezler;
Bir dedektif, bir sivil polisiti bu adam, küçücük bir ayrıntıdan anlamıştım bunu, yanından geçip giden herkesi hızlıca süzen, o yan bakışlarından anlamıştım; polis eğitiminin ilk yılında kimseye fark ettirmeden her insanı gözlemlemeyi öğrenen bakışlarından anlamıştım.
Evet...
Evet, işte bu ilgimi çekmişti. Daha doğrusu önceleri kızmıştım, hem de bu kadar merak ettiğim halde yine de bu adamın burada ne aradığını, ne yapmak istediğini anlayamadığım için kendime kızmıştım. Anlamaya çalışıp anlayamadıkça merakım daha da artmıştı.
Paris'in nehir gibi akan kalabalığına...
Binlerce gönüllü figüranın ve sayısız figüran'ın rol aldığı, ışık, renk ve hareket şah eseri olan Lesboulevars de Paris adlı o sesli filmini oynat ve eşi benzeri olmayan, çınlayan, gürleyen o sokak müziğini çal! Esirgeme benden hiçbir şeyi, haydi göster neler yapabileceğini...
Paris'in nehir gibi akan kalabalığına...
Paris! biz iki eski dost iki yıldır birbirimizi görmedik, şimdi birbirimizin gözlerinin içine bakabiliriz. Haydi Sen başla Paris, görüşmeyeli neler öğrendin, göster bana, haydi başla...
İnsanın bazı şehirlerle yolu ayrılır, aynen belirli kadınlarla yolunun ayrıldığı gibi. Onlarla ya çok erken ya da çok geç karşılaşmışsındır. Karşılaşma için her şey ayarlanmıştır ama aklına rasgele esen bir şey, aniden başka bir sokağa sapmana neden olur.
Sayfa 210
İnsan konuştuğunda değil, biri onu anladığında mutlu olur.
Sayfa 146Kitabı okuyor
İnsan inandığı an sınırları yıkıp geçebiliyor, İmkânsızları mümkün kılabiliyordu.