Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kitabın sonu değilse de, en güzel son alıntısı.
"Biliyor musunuz, bizler bitip tükenmiş insanlarız, fazlasıyla savaş yaşandı, fazlasıyla kan döküldü ama hiçbir fayda sağlamadı...Bunca hüzün! Hepsi yozlaşmanın çekirdeğini barındırıyor. Buna nesnelerde bozunma deniyor, insanlardaysa, ölüm."
Sayfa 220
Bir çocuk gibi ağladım. “Sevgili dağlar! Benim güzel gölüm! Gezgininizi nasıl karşılıyorsunuz böyle? Zirveleriniz berrak; gökyüzü ve göl ise masmavi ve dingin. Bu halinizle huzurun habercisi misiniz, yoksa mutsuzluğumla alay mı ediyorsunuz?”
Reklam
Bana uzağın, görünmezin ilişkisini sunmasıyla hazzım ve arzum, sahip olmaktan çok izlemekten ibaret olsa da, onu engeller olmaksızın gözlemenin keyfiyle artıyordu..
Umutsuzluk içinde bir umut..
Rastlantı eseri bir kez karşılaştığı biriyle yeniden karşılaşma umudunun nasıl bir duygu olduğunu kim bilmez ki?
Kaybolmuş olduğunun farkında bile değil.
şimdiye ait bir in­sandı, sadece şimdiye ait, eşi benzeri yoktu, bu yere ve bu saate kucağında kedisiyle ve gece gündüz kara camlı gözlüğünün arkasına sakladığı gözle­riyle kök salmıştı.
"Dünya birbirini tanıyan ama birbirine bakmayan insanlarla dolu.”
Reklam
Hiçbir zaman yaşanmayan, tüketilmeyen aşk tüm aşkların en yakıcısı, en lanetlisi değil miydi?
O ayrıntılarla okuyucunun hayal gücünü renklendirdin.
Bu ayrıntılarla okurun aklını dağıtıyorsam tek nedeni sahneye duyduğum tutkuyu ispatlamaktır.
Belki..
Bana bakarsa, çanlar gibi gürültülü gözleriy­le beni uyandıracaktı. Belki kaderimiz sadece bundan ibaret olacaktı. Birbirimizi uzaktan görmeye mahkum­duk.
Oyun canlıdır.
Sahne bana ruhumun ihtiyaç duyduğu (gözleri­min dayattığı) canlı mesafeyi sağlıyor. Oradayım ama ya­nılsamanın kendisi beni sahneden ayırıyor. Ben senaryo­nun "dördüncü duvarıyım."
Reklam
Bundan iyisi yok gibi..
Günümün büyük kısmını işim kaplıyordu . Açıkça hiç arkadaşım yok dememek için böyle söylüyorum, az arka­daşım vardı.
''Ona bu ismi takmaya cesaret etmemin nedeni adını bilmemem değil, benim için başka bir şey olmaması, hiçbir zaman da olmayacak olmasıydı: Aşkım benim. Söylenip hissedildiği zaman, gerçek olduğu zaman, ki ilk seferde daima öyledir, kendilerinden önce, kendilerinden daha güçlü ve kesin bir duygunun eşinin ve benzerinin asla tecrübe edilmediğini belirten iki sözcük.''
Özel yaşantım "kamusal" yaşantımı yineliyor ve dü­zenliyor, böyle de denebilir. Şunu demek istiyorum: Evimde de sokakta yaşadığım gibi yaşıyorum. Dışarı bakmıyorum. Kimsenin bana bakmadığını biliyorum. İçine gömüldüğüm bu körlük benzeri durum, ne bile­yim, mahremiyet, ilgi yoksunluğu ya da dikkatsizlik ve hatta saygı hoşuma gidiyor..
“Ölümün ebediyete göstermemize izin verdiği şey kafatasımızdı.”
_Nevroz, anormalliktir. _Nevrotik, anormal davranışlı, kültüründen sapmış, ruhsal bozukluğu olan kişidir. Nevrotikler, kültürün üvey evlatlarıdır. _Nevrotik bir insan, kendini, kendi yoluna dikilen bir engel olarak görmektedir. _Nevroz, kişinin normal gelişimini engeller ve baş edemediği çatışmaların içine düşürür. _Anormal davranan herkes
256 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.