Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Cemal Süreya
18 Aralık 1985'te o salonda Kişi nasıl kestirebilirdi ileriyi? Siz, kazıbilimler, alınyazısıbilimler, Geçsin yıllar geçsin, seneler gibi. Olur mu anımsamamak Onaltıncı Louis'yi 14 Temmuz 1789 akşamı, Louis, Şöyle yazmamış mıydı defterine: "Bugün kayda değer bir şey yok.." "Kehanet" adlı kısacık bir şiir buldum Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
18 Aralık 1985'te o salonda Kişi nasıl kestirebilirdi ileriyi? Siz, kazıbilimler, alınyazısıbilimler, Geçsin yıllar geçsin, seneler gibi. Olur mu anımsamamak Onaltıncı Louis'yi 14 Temmuz 1789 akşamı, Louis, Şöyle yazmamış mıydı defterine: "Bugün kayda değer bir şey yok.." "Kehanet" adlı kısacık bir şiir buldum Keşke yalnız bunun için sevseydim seni. Cemal Süreya
Reklam
DENGE Bazen hayat sizi hazırlıksız yakalayıp, yakanızdan kavrayıp şöyle bir etrafınızda döndürebiliyor. Bu kimi zaman da birilerinin hayatından bir kesite tanıklık ederken, kimi zaman bir kitap okuduğunuzda, kimi zaman dinlediğiniz sıkıcı bir şarkının beklenmedik derecede derin ve düşündürücü bir sözüyle gerçekleşebiliyor. Fakat
Cemal Süreya
18 Aralık 1985'te o salonda Kişi nasıl kestirebilirdi ileriyi? Siz, kazıbilimler, alınyazısıbilimler, Geçsin yıllar geçsin, seneler gibi. Olur mu anımsamamak Onaltıncı Louis'yi 14 Temmuz 1789 akşamı, Louis, Şöyle yazmamış mıydı defterine: 'Bugün kayda değer bir şey yok..' 'Kehanet' adlı kısacık bir şiir buldum Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Cemal Süreya
İki kalp arasında en kısa yol: Birbirine uzanmış ve zaman zaman Ancak parmak uçlarıyla değebilen İki kol. Merdivenlerin oraya koşuyorum, Beklemek gövde gösterisi zamanın; Çok erken gelmişim seni bulamıyorum, Bir şeyin provası yapılıyor sanki. Kuşlar toplanmış göçüyorlar Keşke yalnız bunun için sevseydim seni. Eşdeğeriyle yanyana yürürken Cehennem
Kahraman Tazeoğlu'na da haber verin, gelip şiir görsün.
I Hüznüm; süngülü yalnızlıklara itilmiş bir Dersim gecesi, açlığım; bir deri bir kemik, sabrım; altı aylık unutulmuşluğuyla bir Bahçesaraylı ve korkum; yollarına sinmiş bir çakal ya gidenler evin yolunu bir daha bulamazsa Anerka! geçitlerinde yasaklanmış mevsim hatıralarıyla sana nereden geleyim? Artık her ses içimdeki bir sözün
Reklam
Prangalar takıyorlar ruhumun özgür kuşlarına.. Şiirim, zihnimdeki katil düşlere emanet. Kim aldırış ediyor o can alıcı vuruşlarına Neden sayılmıyor yasalarda kalp kırmak, cinayet? Ve bir şair elbet kırk adam öldürmüştür düşünde.. Kaç cehennem olmuştur kelimelerinde yarattığı cennet? Kimse bir hüzün sezemez onun kırık gülüşünde.
Bir Yudum Kitap
Hani sıradan zannettiğimiz hadiseler büyük kıyametler koparır içimizde, bilirsiniz. Fakat anlatmak pek zordur, anlaşılmaz. İyi ki kitaplar var. Papini bir başka eserinde, "Bir akşam alaca karanlığındaki uzun bekleyişte ilk yıldızın ortaya çıkması gibiydi onun hayatıma girişi." diyor ve o anda, bir hayata girmek koskoca bir devrime
George Orwell & Aldous Huxley (Neil Postman)
Gözümüzü 1984’e dikmiştik. Oysa Orwell’ın uğursuz öngörüsünden başka bir öngörü daha bulunduğunu unutmuştuk: Bu değişik kehanet, Aldous Huxley’ın biraz daha eski, biraz daha az bilinen, ancak aynı derecede ürkütücü olan Brave New World’uydu . Okumuş insanlar arasında bile yaygın olan inancın tersine, Huxley ile Orwell’ın kehanetleri aynı şeye
Kedimiz kırmızıdır... Ray Bradbury, her biri bir başyapıt olan eserlerinin ilki, 1951 yılında yayımlanan ve Fahrenheit 451 başlığıyla bir ölçüde gerçekleşen kehanet izleri taşıyan romanında; baskıcı bir rejimin toplumu uyuşturmaya programlı televizyon seyretmeye zorunlu kıldığı, kitap okumayı yasakladığı bir geleceği anlatır. Romanda, yanmaz
256 öğeden 241 ile 255 arasındakiler gösteriliyor.