"Her parti, TV ve gazeteleri parası kadar kullansın" deniyor. Sınırsız olarak...
Parası olan konuşsun. Parası olmayan sussun!”
Sayfa 306
“İnsanların birbirlerine bağlayacak "ortak yan"ları, "ortak kültür"ü güçlendirme yerine, farklılıkları kurumlaştıran Yugoslavya'nın bugünkü "acıklı" halinden çıkarılacak hiç mi ders yok?”
Sayfa 280
“Demokrasilerde -her kesimin- her düşüncenin temsilinde iki temel yarar vardır: Birincisi, daha sağlıklı ve dengeli bir karar alınmasına yardımcı olmak. İkincisi, kitlelerin -kendi duygu ve düşüncelerinin yüksek sesle dile getirilmesi sayesinde- rahatlamalarını sağlamak.”
Sayfa 268
“Bir demokraside, adaletin ve özgürlüğün gereklerinin yerine getirilmesi, yöneticilerin keyfine ya da sağduyularına bırakılamaz.”
Sayfa 246
“Demokrasi, azınlıkta olanların da güvence altında olduğu, özgürlüklere saygılı bir çoğunluk yönelimidir, iktidar her siyasal sistemde vardır; ama "muhalefetin yasal olarak tanındığı ve güvence altına alındığı tek sistem demokrasidir.”
Sayfa 245
“Türkiye, hiçbir dönemde, laikliği dinsizlik olarak anlamamıştır. Laiklik yanlıları, hiçbir zaman, din ve vicdan özgürlüğünden rahatsız olmamışlardır.”
Sayfa 195
“Laik bir devletle din, kişilerin özel yaşamları ile, özel yaşamlarının düzenlenmesi ile ilgili bir konudur.”
Sayfa 152
“Laik bir devlet, dini yadsıyan, dine karşı olan bir devlet değildir. Din adına insanlara baskı yapılmasına izin vermeyen bir devlettir.”
Sayfa 152
“Çünkü, düşünceler, ancak doğrulara oturdukları zaman güç kazanırlar!”
Sayfa 144
“Bugün -ikisi de Slav kökenli olan- Boşnaklarla Sırplar, niçin birbirlerini acımasızca öldürüyorlar? Irk farkından değil, din farkından!”
Sayfa 108