Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Rüya gibi geliyordu bana, onunla bunca yılın gerçekten geçtiğine inanamıyordum.
Hayatın özeti...
İşte arkadaşlar bu iş bu kadar. Üç-beş kazanırsın, üç-beş kaybedersin. Sonunda her şey sıfıra sıfır elde var sıfır.
Reklam
Saatin akrebiyle yelkovanı yarışıyor sanki. Paravanalarla örtülü pencerelerde gündüz, gece birbirini kovalıyor. Bu düzmece zamanın geçmesiyle herkes birbirine giriyor.
Biliyor musunuz, insan kahkaha atma yeteneğini yitirdi mi dengesinden de olur.
Bu dünya... güçlünün dostum. Varoluşumuz, güçlünün güçsüzü yutarak güçlenmesine dayalı.
Reklam
Bu defa bilinmedik bir yerlere doğru, sonsuza dek süzülüp gidecekmişim gibi hissediyorum.
Ama bu defa korkuyorum, eskiden korktuğum gibi korkuyorum.
Kahkahanın neler yapabildiğini unutuyorum bazen.
Kahkahasını kaybeden temel dayanağını kaybeder..
Sayfa 113
Reklam
Bu dünya ...Güçlülerin dünyası arkadaş! Varoluş ritüelimizin temelinde, güçlünün zayıfı yutarak daha da güçlenmesi yatıyor.
Sayfa 106
‘’Biri içeri girse bizim karanlık televizyon ekranına baktığımızı, arkamızda elli yaşında bir kadının bağırıp çağırdığını görse, sıkı düzenden, cezadan söz ettiğini duysa alayımızın keçileri kaçırdığımızı, deli olduğumuzu sanır!’’
Tavuklar, aralarından birinin üzerinde kan gördüler mi başına üşüşüp gaga atmaya başlarlar. Sonunda tavuğu paramparça ederler gagalarıyla. Kavga sırasında kan, bir ikisine daha bulaşır. İlk zavallının işi bitince, sıra onlara gelir. Bu kez kanlanan üç-dört tavuk daha çıkar. Diğerleri onlara saldırır. Bir-iki saat içinde bir kümes dolusu tavuğun öldüğünü görmüşümdür. İnsanı tir tir titreten bir manzaradır. Buna engel olmanın bir yolu var. O da tavukların gözlerini bağlamak. Kanı görmemelerini sağlamak.
Nerde O Günler
Sorular, saldırılar. Ama şimdi uyandılar. Suçluluk duygusuna kapıldılar.
Bir numaralı üçkağıtçı olmanın sırrı, yolunacak kazın ne istediğini ve bunu elde etmekte olduğunu nasıl hissettireceğini bilmektir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.