Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kafka'nın derdine, Sartre'ın bulantısına, Camus'nün yabancısına, Nietzsche'nin delisine, Hobbes'un kurt beşerine evrilmek bizim yanıtımızın neticeleri değildir... Coca Cola'nın şekerinde, McDonalds'ın küresel tadında, modaların acımasızlığında, televizyon ekranlarının eblehleştiriciliğinde eriyecek kadar aciz değiliz... Bizler tıkınmayız, yemek yeriz; çiftleşmeyiz, evleniriz; yaşamı metafizikleştirerek bir hayat inşa ederiz. * Analarımıza Freud gibi, çocuğumuza Erikson gibi, aklımıza Kant gibi, dilimize Wittgenstein gibi, aynaya Lacan gibi, dünyaya Chomsky gibi bakmak zorunda değiliz... Ne var ki Chuck Palahniuk'un Dövüş Kulübü'nde kavgaya zerk edildik... Kılıcımızı, kendi boyutlarımızın tamamı göz önünde bulundurularak verilmiş kadim yanıtımızla keskinleştirmedikçe de vahşi beşerlerin istilasından kendimizi kurtaramayacağız. Hurma ağacımızın kökünü Sibirya'dan kadim topraklara taşımak; evimize, kalbimize, şarkımıza, kendimize, hasılı kelâmımıza ve yanıtımıza dönmek için elzemdir.
Analarımıza Freud gibi, çocuğumuza Erikson gibi, aklımıza Kant gibi, dilimize Wittgeistein gibi, aynaya Lacan gibi, dünyaya Chomsky gibi bakmak zorunda değiliz... Ne var ki Chuck Palahniuk'un Dovüş Kulübü'nde kavgaya zerk edildik... Kılıcımızı, kendi boyutlarımızın tamamı göz önünde bulundurularak verilmiş kadim yanıtımızla keskinleştirmedikçe de vahşi beşerlerin istilasından kendimizi kurtaramayacağız. Hurma ağacımızın kökünü Sibirya'dan kadim topraklara taşımak, evimize, kalbimize, şarkımıza, kendimize, hasılı kelamımıza ve yanıtımıza dönmek için elzemdir.”