Senin gittiğin gün ben ilk kez Tezer Özlü okumaya başlamıştım. Aynı zamana tekabül eder.. Sinemaya giden bir dolmuşta içim acıyarak okudum "Çocukluğun Soğuk Gecelerini". Çok bahsediyorum Tezer'den biliyorum ama tesiri altındayım nicedir. Gerçekçi yazar biliyordum elbette. Ama çok acıttı gerçekleri beni. Çok.
Sen, yalnız sinemaya gidilir
Hep şiirler başkasına ait sözler
paylaşıyorsun diyorsunuz, evet
Haklısınız hep başkasına ait sözler,
başkasına ait yaşamlar.
Neden ?
Çünkü benim hiç kendime ait hayatım
olmadı ki Sözüm olsun.
Hep bir başkası için yaşadım
Hep bir başkası oldum
Anne- Baba için kız çocuğu
Abiler için kız kardeş
Yakın olduklarım için arkadaş
Diğerleri için zati bir yabancı
Yani ben hiç ben olmadım ki
Ben hiç özlem olmadım ki
Sözüm olsun...
Siz hiç siz oldunuz mu?.
Bir gün, oturup saatlerce kitaplardan, şarkılardan, filmlerden konuşabileceğim birini bulacağım. Bu da kendime sözüm olsun. Çünkü Jack London’ın dediği gibi, “Hayat, ancak böyle insanlarla bir araya geliyorsan yaşamaya değerdir.”
Momos Kitap Okuma Grubu'nda bu ay Selçuk Baran'dan Bozkır Çiçekleri'ni okuduk. Edebiyatımız için bir dönüm noktası olabilecekken edebiyat tekelimiz yüzünden küstürülmüş bir yazar var bence karşımızda. Bu değerli yazarın hayatı, eğitimi, edebiyat anlayışını kısaca derledik Momos'ca. Diğer ayın kitabına ve toplantı bilgilerine
OĞLUM 12 YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDI...
Bir gün çok sinirlendi. Yine kendini balkondan atmak istedi. Zor ikna edebildik. Akşam oldu, onu uyuyor zannettim. Babasıyla ne yapacağımızı konuşurken bir ara "oğlumuzu olmazsa bağlayalım" diye ağlayarak anlatıyordum ki birden yatağından doğrulup sadece bana bakarak, "yazıklar olsun size,