Yâ Rabbî!
Bizim hâlimize bakarak muâmele etme.
Kendi ikrâm ve ihsânına göre bize muâmele eyle.
Yâ Rabbî!
Kerem ve lütfunla hidâyet ettiğin kalbi tekrar dalâlete, sapıklığa meylettirme. Belâları bizden sarf eyle, çevir ve değiştir. Ey affı çok olan, günahları örten Rabbim! O günahlar dolayısı ile bizden intikam alma. Bize azâb etme.
Yâ
1976 doğumlu Kerem Eksen, Galatasaray Lisesi'ni bitiriyor sonra Boğaziçi Sosyoloji, ardından da aynı okulda Felsefe Bölümü'nde etik ve tragedya üzerine yüksek lisans ve doktorasını tamamlıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi'nde felsefe dersleri verirken bir yandan da Michel Foucault kitaplarını Türkçeye çeviriyor. CV'ye bakar
Aslı yeni evinde oturmuş bir günde bu kadar şeyin nasıl yaşandığını düşünüyordu. Eşi Kerem ile bir kaza geçirmiş, ölümden dönmüş, eşi hafızasını yitirmiş, İkiz oğulları ile evinden kovulmuş ve bir anda kimsesiz kalmıştı. Tek yanında kalan üniversite döneminden beri ona aşık olan Timurdu. Artık ayaklanması gerektiğini biliyordu. Evlatları vardı,
Ahhhh ahhhh... Kitabı bitirmemin üzerinden tam bir hafta geçti ve ben daha yeni yeni toparlanıp bir şeyler yazabiliyorum. Hızımı alamayıp uzun bir şeyler yazabilirim ama olabildiğince kısa tutmaya çalışacağım.
Dediğim gibi bitirdikten sonra uzun süre elime yeni bir kitap alamadım okumak için. Sürekli aklımdaydı seri. Seriye olana bağımı beni
Bağdat'ta medresede dersler okuturken, 1131'de 54 yaşında iken Debbas vasıtasıyla tasavvufa intisab eden bu gönül ehlini bu yola sevk eden neydi, neydi o iç dünyasında olup biten gel-gitler, fırtınalar? Hangi dert, hangi sevda, hangi aşk ile girdi bu yola Gavsu'l-azâm Abdülkâdir Geylânî. Ya onu yirmi beş yıl halvete, inzivaya
Ya Rasulallah firakın yaktı ben soldum bugün
ah nasıl etsem tahammül dertliyim doldum bugün
Sine sûzân,dide giryan,dil perişan,kıl medet,bikesim biçare lütfet,çaresiz kaldım bugün
Hâki payin pür şifadır şüphesiz mücrimlere,arttı derdim bir şifa almak için geldim bugün
Rahmeten lil aleminsin,sen şefi-ul müznibin,ey kerem ummanı sultanım ümid buldum bugün