Şimdi tutsağım bedenim bir zindanda demirlere bağlı zihnim korkunç, kanlı, karşı konulmaz bir düşüncenin esiri! Tek düşüncem, Tek inancım, Tek gerçekliğim var: ölüm cezası
Mahkeme günü gelmişti. Mahkemenin kararı ölüm cezasıydı. Avukatı kürek mahkumu olmaktan iyidir deyip. Teselli etmeye çalıştı. Ama nafile Altı hafta sonra idam edilecekti. Kara kara düsünüyordu 3 yaşındaki kızı yetim kalacaktı. Yıl başında hediye veren bir babası olmayacaktı. Yada babasından utanacaktı. Bu 6 hafta zehir gibi düsüncelerle geçti. 6 haftada 6 kez ölmüş gibiydi arasıra rahip tesselli etmeye geliyordu ama nafile. Son 6 saati kalmıştı uyuyordu birden gardiyanın sesiyle uyandı. Gardiyan kızını getirmişti. Kızına sordu beni tanıyormusun Marie kız cevap verdi. Hayır tanımıyorum bayım dedi. Ben senin babanım dedi. Kız sen benim babam olamazsın benim babam yakışıklı ve güzel bir adamdı Gardiyan kızı götürdü. Mahkum artık ölebilirim diyordu kızı bile onu tanıyamamıştı ve idam yerine götürülüyordu. Gittiğinde kral gibi karşılanmıştı. Her kez onu izleyip kahkaha atıyordu ve bir ses yükseldi bıçak köreliyor çabuk olun.