Birey benmerkezcilikten kurtuldukça bir diğerinin gereksinimleri kendi gereksinimi kadar önem taşımaya başlar ve kişi yavaş yavaş sevgi kavramını “sevilmekten” “sevmeye” dönüştürür.
...insan ne zaman duygularını ya da arzularını engellese, toplumun dayattığı “gereklilik”leri kendi dileğiymiş gibi kabul etse, kendi muhakemesine güvenmese veya kendi potansiyelini bastırsa bunun bir sonucu olarak kişi için yalıtım ortaya çıkar
Birçok birey kendi iyilikleri için olan kararları vermediklerini, vermeyeceklerini bilirler. İç deneyimleri şaşkınlık içeren güçsüzlük şeklindedir; kendilerini davranışlarının efendisi olmak yerine kurbanı olarak görürler