Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Kimsesizim, yeri yurdu olmayan bir miçoydum.Gençliğimdeyken kaldığım kabilenin yaşamından kesitler sunmak için geldim.
Kulak verir misiniz bana...
Nasıl oldu bilmiyorum bir anda gelişti herşey ve arkadaşlarımla birlikte bir Hint adasında buldum kendimi.Modern hayattan uzak bir kabile ile yaşadığım zorluklar,tedirginlerim,korkularım,orada ayakta kalma mücadelem çok özeldi.Hayatımın dönüm noktasıydı diyebilirim.
Altmış yaşıma gelmiş olmama rağmen hala dün gibi hatırımda olan ömrümün bu on yılı bana çok tecrübe kattı...
Karşılaştırma yapmama sebep olan bu durum,hangi hayat daha iyi; o siyahilerin hayatları mı yoksa şu anki yaşadığım hayat mı? Onların hayatları ilkel olmasına rağmen çok özeldi.Doğayla bütünleşmiş bir topluluğun tek gayesi yaşamak...
Hırslardan,öfkeden, nefretten, dedikodu, entrika gibi bütün olumsuz duygulardan arınmış olarak yaşayan bu topluluğu kızdıran ve vahşileştiren durumlar da var elbette.
Kendileri gibi olmayan yabancıları tehdit olarak algılayıp öldürmeleri.Adaya gelenler arasında birisini misafir olarak görüp onları kendilerine benzetmeleri ve zamanı gelince de yolcu etmeleri farklıydı büyük tecrübeydi.
Sizin de anıma ortak olup benim yaşadığım gibi farklı bir coğrafyayı yaşamınızı çok isterim.
İlkel hayat mı,modern hayat mı sorusunun cevabı sizde saklı kalsın.
Sevgiler
Kimsen var mı?
BEN KİMSESİZİM!...
.
.
Bu Oyunda Şah Da Sensin, Piyon Da!..
.
Eğer hazırsan sayfalar arasında kaybolacak, beyninin en karanlık dehlizlerinde, en büyük korkularınla yüzleşecek, yeri gelecek kanın kokusunu duyumsayacak, yeri gelecek aşkın içinde kaybolacaksın... Şah mı, Mat mı? Oyun başladı!...
.
Cirrus, savaşın soğuk yüzüyle henüz küçük bir çocukken tanışmış, tüm ailesini ve çocukluğunu savaşa kurban vermiş,soğuk, sessiz, ruhsuz...
.
Her zaman söylerim savaşın kazananı yoktur maalesef... Cirrus 'un hayatını okurken boğazımda bir yumru, gözümde yaş... İnsanın insana yaptığı zulmu yeryüzünde hiçbir canlı birbirine yapmıyor maalesef... O dağlarda, karanlık zindanlarda zincirin çıkarğı sesten, korkunun kokusuna kadar her detayı okumadım resmen yaşadım
.
Ece, 5 yaşında iken tanıştı hastanenin soğuk koridorları, konuşmayan duvarları ile... Küçük bir kız çocuğu düşünün.. Yanlız, korkmuş, çaresiz... Çevresinde neler olduğunu bilmiyor zaten artık bilmek de istemiyor... Genç bir kız olduğu halde, hapis kaldığı çocukluğunun esaretinden kurtulamıyor. Cirrus ve Ece... İki yaralı yürek, birbirine derman mı olacak, yoksa yaralarını daha mı çok kanatacak... Çünkü, onları bekleyen yol çok zorlu, çok meşakkatli, çok kanlı... Hayaletle değil, hayal edemeyecekleri kadar zeki bir katille savaşıyorlar... Aynı zamanda geçmişin sisleri arasında kendilerini bulmaya çalışıyorlar....
.
Her bölümde atılan bir düğüm ile sizlere bambaşka bir dünyanın kapılarını aralayan, elinizden bırakamayacağınız bu güzel eser tüm samimiyetimle tavsiyemdir der hepinize şimdiden keyifli okumalar dilerim Kitapla Kalın
“Evet kimsesizim, fakat vazifesiz değil!” (s. 125)
Refet...
Acının, zorluğun, kimsesizliğin, fakirliğin, sefaletin ama bir yerde azmin, zekanın, yeteneğin, başarının...
Ve kadın duruşunun hikayesidir Refet.
Her şeye rağmen tek başına ayakta duran, durabilen kadınların hikayesi yalnız yalnızca...
Diğerleri okumasınlar.
Anlamazlar.
(Bence) ;)
Anladı ki okuldaki dersleri okumakla yalnızca bir öğretmen olacaktı. Ancak bilgin olmak için daha okunacak çok şey vardı.
°
Herkese selamlar kitapsever dostlarım . #heray2türkklasiği grubumuzla 11. kitabımızı okuduk. Her geçen gün daha fazla alışıyorum ve yazarlarımızı okumak ayrı bir tat veriyor.
°
Fatma Aliye - Refet
°
Fatma Aliye Türk
Sokak nöbetçileri kitap yorumum, düşüncelerim.
Bu kitap... Bu kitap harika! Aslı da harika, kitapta. Çok başarılı...
Bu kitabı ilk okumaya başladığım zaman hissetmiştim. Bu kitap bana dokunacak, bana hissettiricek, bana yaşatıcak... Gerçekten de öyle oldu. Bu kitap her şeyi ile bana hissettirdi kendini... Okuyun, okutun.
Helin aktan, son görevi için ajan olarak Sokak Nöbetçileri'nin yanına gönderiliyor fakat Helin, kendisi gibi yaralı beş insanla tanışacağından birhaber... Sokaklarda büyümüş, sokaklarda yetişmiş, hayatı sokakta geçmiş bir aile var karşısında. Ve onlar o kadar güzeller ki...
Ailenin lideri, beyni olan Yankı, gücü ve merhameti olan Bartu'm, koşusu ve sessizliği ile esir alan Lâl, elleri ve renkleri olan ikizler Mutlu ve Işık...
Helin yavaş yavaş bu tabloda kendini içine sokmaya başlar. Olayları öğrenirler fakat Helin artık olayın ajanlığında değildir. Helin ilk defa kendini bir aile gibi hissettiren yerdedir.
Ve daha önce hiç aşka rastlamayan Helin, ilk defa karşılacağı bu aşkta her duyguyu tatacaktır.
"Ne olacak senin bu durmadan titreyen sesin? Durmadan titreyen ellerin ve dizlerin?"
haykırsam duyulmaz sesim,
kimse görmez beni, kimsesizim.
bir yuva ister yaralı kırık kalbim.
adım yok, terk edilmişim. (Kitaptan çıkarılan şarkı: Adım yok)
Kısacası kitap çok güzeldi. Kitapta her duyguyu tattım. Benim için harikaydı. Okuyun, okutturun. Çok seviyorum Aslı'yı.
Sevgilerimle<3
Merhaba arkadaşlar güzel bir şiir kitabıyla geldim size yazarımızın derlediği birbirinden güzel şiirlerin olduğu bu kitabı umarım sizde severek okursunuz.
Ben beğenerek okudum ve sizin için buraya beğendiğim bir şiirini bırakıyorum yazarımızın..
_ Beş kala vakit _
İğdiş edilmiş duygular
, hırsız
, arsız
, sayısız güruh elinde
biçare bekleyen kimsesizim
gitsem lâyemut uzaklara
ayrılık acısını
boğdurdum zamana
bıraktım şefkatli ellerini
sensizliğe doğdum
ölüme beş kala...
