Daha önce Sear'ın Yara İzleri kitabını okumuştum. Ama eğer bu bir kitapsa şayet, ben daha önce ne okumuştum? Kitap, düz metin şeklinde yazılmamış olsa kimse sizi dünyanın en güzel şiir kitaplarından birinden bir şeyler okumadığınıza inandıramaz. Bununla birlikte kitap, edebi ve şiirsel bir üslupla yazılmış olsa da, çok sık antropolojik, psikolojik ve hatta felsefik imgelere rastlamanız da mümkündür. Daha ilk cümle, yazarın öksüzlüğü ile birlikte sizi ıssız limanlara itekleyecektir. Kitap, insanın kökten farklı olanı bilme sorununa tekrar tekrar dönerken, bilinmeyen ve tanınmayan biriyle diyalog kurmanın mümkün olup olmayacağını sorgulamaktadır. Kısaca "Kimsesiz", bize etrafımızdaki dünyayı, özellikle de daha uzak, daha yabancı, daha anlaşılmaz olanı anlamanın nasıl olabileceğine dair bir mesel sunuyor diyebilirim. Ezcümle, kitabı bitirdiğinizde bir olayın hatırlanışı, onun gerçekten vuku bulmuş olduğunun yeteri kadar kanıtı mıdır? sorusunu sormadan da kendinizi alamayacaksınız.
"Bu dünya iyi ve kötüden, ölüm ve doğumdan yapılmıştır, yaşlılar, gençler, erkekler, kadınlar, kış ve yaz, su ve toprak, gökyüzü ve ağaçlar vardır; bunların hepsi olmak zorundadır; eğer bunlardan biri yok olursa, hepsi yavaş yavaş dağılıp gidecektir..."