Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir ağlayabilseydi, ah bir ağlayabilseydi... Belki gözyaşları biraz olsun yumuşatırdı ruhunun kaskatı acısını.
Sayfa 110Kitabı okudu
390 syf.
7/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Kiraze, Solmaz Kamuran’ın Sefarad Yahudisi bir aileyi merkeze alarak 1492’ de İspanya Toledo’da başlayıp 1598’de İstanbul’da son bulan kitabı. Çok fazla ayrıntı ve değerli olay var. Kitap tam bir ünlüler geçidi. Yok, yok! Kanlı kontesten, Hürrem S., Nurbanu S., Safiye S. , Sokollu Mehmet Paşa, Koca Mustafa Paşa, Pargalı İbrahim, Barbaros Hayrettin, Turgut Reis, Kraliçe İsabel, Kraliçe I. Elisabet, Beyazıd-3. Mehmet arası Osmanlı Padişahları, Şehzadeleri, Papa 6.Aleksandr. Farklı mekanlarda geçen kumpaslar, dalavereler, ayak oyunları, dramlar;Toledo, Fas, Portekiz, Londra, Paris, Roma, Santorini, İstanbul, Edirne. 1509’ daki büyük İstanbul depremi, Veba salgını, Mohaç, Preveze deniz savaşı. Güç için birbirinin kurdu olan insanlar… Bu kadar kişinin içinde ön plana çıkan kimse yok. Kitabın başında öykü Raşel de Toledo’nun etrafında şekillenirken ortalarda hikaye ondan uzaklaşıyor, pusula şaşıyor. Kitap kronolojik ilerliyor lakin olaylar kopuk kopuk. Anlatılan dönem ilgi çekici fakat hiç bir hikaye tamamlanmıyor. Dili akıcı. Tarih kitabına azıcık roman unsurları serpiştirilmiş gibi. Başlarda yahudi kültürel öğeleri açıklanırken sonra o da kesilmiş. Belki daha kısa bir dönem alınsa iyi olabilirmiş. Çok geniş bir zaman ve çokça kahramandan bir kurgu bence tam da oturmamış. Sonunu da pek bağlayamamış. Okuyacak kitabınız bol olsun :))
Kiraze
KirazeSolmaz Kamuran · İnkılap Kitabevi · 20111,261 okunma
Reklam
Benim ekmeğimi tahvif edenler Beni koyub Selim Şah'a gidenler Hakikat rahına doğru varanlar Görün beyler bana nitti Selim Şah.
Sayfa 144 - İnkılâp yayıneviKitabı okuyor
Kötüyü unutmak, hayatı sürdürebilmenin en önemli yollarından biriydi. Herkes bir şeyleri gömmenin peşindeydi, ileriye başka türlü umutla bakılamıyordu.
Sayfa 298 - inkılâpKitabı okudu
Mutlu olmak için bir yığın mutsuzluğu, acıyı yaşıyordu insan; ağır, çok ağır bedeller ödüyordu ve sonra mutlu olduğunda o geçmişi hatırlayıp tekrar acı çekiyordu. Arada sırada kaşınan bir yanık izi, yağmur yağınca sızlayan eski bşr kırık yeri gibiydi mutlu olmak. Salt mutlu olmak diye bir şey belki de yoktu. Ama salt mutsuzluk vardı.
Sayfa 238Kitabı okudu
"Unutma bedelini ödemeden hiçbir şey elde edilmez ."
Reklam
Kim bilir mösyö belki ilerde, bizlerin göremeyeceği bir gelecekte böyle şeyler olmayacak. Insanlar barış ve huzur içinde yasayabilecekler. Ne dersiniz?
Sayfa 317Kitabı okudu
Kötüyü unutmak, hayatı sürdürebilmenin en önemli yollarından biriydi. Herkes bir şeyleri gömmenin peşindeydi, ileriye başka türlü umutla bakılamiyordu.
Sayfa 298Kitabı okudu
Evet, mutluluk gerçekten de arada sırada kaşınan bir yara izi gibiydi ya da her yağmurda sızlayan eski bir kırık yeri...
Sayfa 241Kitabı okudu
“Mutluluk ne tuhaf bir şeydi… Mutlu olmak için bir yığın mutsuzluğu, acıyı yaşıyordu insan; ağır, çok ağır bedeller ödüyordu ve sonra mutlu olduğunda o geçmişi hatırlayıp tekrar acı çekiyordu.”
Sayfa 238Kitabı okudu
Reklam
“ ‘Siyaset işte böyle bir şeydir, her an katiller maktul, maktul adayları da katil olabilir.’ “
“Deprem zengin fakir ayırmıyordu, hatta Sultan bile olsa fark etmiyordu.”
274 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.