Okurken benim kalbimin sızladığı, nedenini araştırdığım ve bunun sonucunda savaşta masum insanların katledilmesi savaşın getirdiği iğrençlikelrden biri. Olay ve kitap hakkında bahsetmek gerekirse.
Müttefik devletler (Birlesik krallık ve Abd ), Temmuz 1945'te Japonya'ya teslim olması çağrısında bulundu, aksi halde "tamamen ve mutlak bir yıkım" olacağı uyarısında bulundu. Japonya'nın bu çağrılara yanıt vermemesi üzerine ABD, askeri ve endüstriyel önemi dolayısıyla Hiroşima ve Nagazaki'yi hedef olarak seçti.
9 Ağustos 1945'te Nagasaki'ye atom bombası atıldığında radyolog Takaşi Nagai, Nagasaki'de bir hastanede çalışıyordu. Kendisi de yaralanmasına rağmen şehirde hayatta kalanlara yardıma giden sağlık çalışanlarına katıldı ve harap olmuş Nagasaki'deki durumu raporladı.
Bu rapordan ve bombadan sonraki yaşamından hareketle kaleme aldığı, hem korkunç bir yıkımın biyografisi hem de travmatik bir yaşamın otobiyografisi sayılabilecek Nagasaki'nin Çanları, hakkında binlerce yazı ve belgesel olan Nagasaki'nin bombalanmasının gerçekleşme ânını, şehirdeki kaosu ve sonrasında yaşananları birinci ağızdan anlatıyor. Yazıldığı yıl Amerikan işgali altındaki Japonya'da yayımlanmasına izin verilmeyen ve ancak 1949'da yayımlanabilen Nagasaki'nin Çanları, insanlık tarihinin en trajik olaylarından birine yakından tanık olma fırsatı veriyor.