12 Eylül Kültürü
Emre Kongar12 Eylül Kültürü Sözleri ve Alıntıları
12 Eylül Kültürü sözleri ve alıntılarını, 12 Eylül Kültürü kitap alıntılarını, 12 Eylül Kültürü en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hoşgörünün olmadığı toplumlarda, ne inanç özgürlüğünden ne de düşünce özgürlüğünden söz etmek olanağı vardır.
Sayfa 261Kitabı okudu
Umutlar, ne zaman işkenceye dönüşür?
Bu sorunun yanıtını Umut etmiş olup da, bu umudu bir canlanıp bir yok olanlar bilir. Umudun her canlanışı bir yeniden doğuş, her yok oluşu ise bir yeniden ölümdür...
Sayfa 270Kitabı okudu
Televizyonumuz kan ve kin dolu filmler yerine sevgi ve barış dolu sanat örnekleri ve halkı sürükleyici popüler dizi ve filmler gösterebilir. Hatta haberler bile Kin ve nefret ile İntikam çerçevesinde değil, sevgi, dostluk ve barış ana teması üzerinde inşa edilebilir.
Sayfa 260Kitabı okudu
kalabalıklar, kendilerinden farklı insanları sevmezler. hele kendilerinden daha akıllı olanları asla!
İnsanlar ne denli birbirine benzerse, toplum o denli mutlu olur. olanaklı olduğu ölçüde insanları robotlaştırmak gerekir. mutluluğun sırrı buradadır...
Sayfa 99Kitabı okudu
E. Kongar'dan 10 Kasım anısı
Bizim zamanımızda 10 Kasım günlerinde ağlanırdı. Çünkü bize Atatürk'ü, onun büyüklüğünü anlatan hocalarımız; O'nu tanımış insanlardı. ölümünü anlatırken heyecanlanır, ağlamaya başlarlardı.
Sayfa 117Kitabı okudu
28 Temmuz 1920
Sadrazam Damat Ferit, İngiliz Yüksek Komiseri Roberck'e "Kürtleri Mustafa Kemal'e karşı kullanalım" önerisini yaptı.
Sayfa 138
esas olan, hoşgörüdür...
Laiklik; bireysel yaşam açısından Dindar olma ve dinsel kurallara uyma özgürlüğü kadar Dindar olmama, dinsel kurallara uymama özgürlüğüdür de. yani bir toplumda Dindar olanlarla dindar olmayanlar bir arada; birbirlerini öldürmeden, kesmeden, biçmeden, kardeşçe; moda terimle milli birlik ve beraberlik içinde yaşayabiliyorlarsa laiklik, bu toplumda işlevini yerine getirmiş demektir.
yok Eğer dinsizler, Dindar olanları kesiyor, biçiyor, öldürüyorsa; o zaman o toplum laik değil aslında Dinsiz ve Totaliterdir.
öte yandan bir toplumda Müminler, Dindar olmayanları kesiyor, biçiyor, öldürüyorsa o toplum da laik değil Teokratik ve totaliter bir toplumdur.
Sayfa 176Kitabı okudu
Oysa Demokrasi, bir yaşam biçimidir; sizden farklı düşünenlerin de sizle aynı haklara sahip olarak varlıklarını sürdürdükleri bir yaşam biçimi.
vallahi 155'i ararın... hainn!
Aydın, Evrensel olarak her şeyi sorgular. Türkiye'de ise her şeyi sorgulamak; Aydın olmak değil ancak hain olmakla olanaklı dır. Örneğin İslam'ı sorgularsanız Müslümanlara göre hainsiniz; komünizmi sorgularınız Marksistlere göre hainsinizdir. kemalizmi sorgularsanız Atatürkçülere göre hainsinizdir. Dolayısıyla ülkenizde hain olmak istemiyorsanız; Evrensel ölçülere göre Aydın olmaktan vazgeçmeniz gerekir...
Sayfa 80Kitabı okudu
amaç, düşünceleri ve inançları için ölmeye hazır vatanseverler değil; düşüncelerini, inançlarını tartışmaya hazır ve başkalarının farklı düşünce, inançlarına da saygılı vatanseverler yetiştirmek olmalıdır.
Sayfa 200Kitabı okudu
Mustafa Kemal Atatürk'ün hiç aklına gelmeyen husus; kendisinden sonraki yöneticilerin yeniden üretimi bir kenara atıp, hemde kendi adına - Atatürkçülük adına- eğitimi geçmişte tutmaya çaba harcayacaklarıydı...
Bu gençler cahildir. Çünkü ne Türkiye'yi ne batıyı ne de İslam'ı bilirler. buna karşılık bildikleri yarım yamalak Batı yahut yarım yamalak Müslümanlık ya da yarım yamalak Türklük adına cinayet işlemeye hazırdırlar. bilgileri eksik olduğu için dengesizdirler. karşılarına ilk çıkan grup onları derhal kendi fanatik üyesi yapar çünkü esas olan; fanatizmdir, fanatizmin getirdiği düşünce tembelliği ve militan olmanın getirdiği sorumsuzlukdur.
Sayfa 199Kitabı okudu
Tarihe bakıldığında en büyük katliamların din adına yapıldığı görülür. Üstelik bu katliamların en kanlıları aynı dinden olup da, mezhep farklılıklarına sahip insanlar arasında (İran-ırak savaşı) görülmüştür. Çünkü dinsel dogmalar; "kendinden sapmalara" karşı, düşmanına olduğundan çok daha az hoşgörülüdür...
Sayfa 188Kitabı okudu
O güzel insanlar...
12 Eylül 1980 müdahalesi şiddet ve teröre karşı yapılmıştı.
bugün, bu müdahaleden hemen hemen tam 10 yıl sonra Türk aydını yine şiddet ve terörün pençesine düşmüş bulunuyor: işte Muammer Aksoy, işte Çetin Emeç, işte Turan Dursun ve işte Uğur Mumcu...
Türk Aydını'nın yazgısıdır bu: tepede "devlet terörü", tabanda cehalet terörü...
Sayfa 214Kitabı okudu