Yazarın on yıl önce okuduğum ateş, güneş ve ada isimli kitabından sonra çıktığı yıl hevesle aldığım 18 saat isimli bu kitabı yıllardır okumayı çok daha kaliteli kitapları okuduğum için ertelemiştim. Şu an yaklaşık 190 sayfa okuduğum için bile büyük bir pişmanlık duyuyorum. Bazı yazarlar sanıyorum popülarite kaygısı hissederek kendi çizgilerinin dışında yol almayı tercih ediyorlar. Benzer bir durumu Turgut Özakman’ın Romantika adlı kitabında da yaşamıştım.
Çokça alıntıladığım güzel cümlelere de yer veren kitabın içeriğine gelecek olursam Nadir, Tolga, Özge, Berrak, Arzu, Ganimet, Bektaş gibi karakterleri bir türlü birbirine bağlayamayan bir anlatımı var. Ne yaparsanız yapın hatta çoğu yerde geçen 18+ hikayeler ve olayları görmezden de gelerek okusanız yine de 18 saat içinde geçen olayların bir bütünlüğe kavuştuğunu göremedim 190 sayfada. Zaten kitabın adı 18 saat değil doğrudan 18+ olsa daha çok konuyla ilgilenen kesime hitap eder ve belki de övgü bile alırdı. Lakin Ateş, Güneş ve Ada gibi dili özenli bir kitaptan sonra Ertürk Akşun gözümde tam anlamıyla çuvalladı.
