Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

40 Soruda Türk Öyküsü

Cemal Şakar

40 Soruda Türk Öyküsü Sözleri ve Alıntıları

40 Soruda Türk Öyküsü sözleri ve alıntılarını, 40 Soruda Türk Öyküsü kitap alıntılarını, 40 Soruda Türk Öyküsü en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
... öykünün "hikâye"si çoğunlukla gündelik hayata denk düşer. Bu anlamda öykü modern insanın dünyasını kolaylıkla yakalar. Böylece metin-okur ilişkisi hızlı ve etkin gerçekleşir.
Sayfa 179 - 1. baskı: Mart 2018, İstanbul - Ketebe Yayınları - 40 Soruda Dizisi
1980 sonrası, 1950'lerin büyük çıkışına eklemlenmek isteyen, yenilikçi arayışların yaygınlaştığı bir dönem olmuştur. Ahmet Hamdi Tanpınar, Oğuz Atay, Bilge Karasu ve Yusuf Atılgan siyasi karmaşanın sona erdiği bu dingin dönemde yeniden keşfedilmiştir. Bu ise sanatta biçim/estetik ağırlıklı tutumun sahiplenilişi demektir. Çünkü bu dönem öykücülüğünün en belirgin özelliği, modernist/entelektüel çizgiyi yansıtmasıdır.
Sayfa 98 - 32. basım / Mayıs 2014 - Büyük Doğu Yayınları
Reklam
1960 sonrası Türk hikâyeciliğinin temel özelliklerinden biri, çok kanallı açılımlar göstermiş olmasıdır. Bu dönemde hikâyeler de yazmış olan Sezai Karakoç, yerli ve derinlikli yorumlarla yeniden hayat verdiği İslâm medeniyeti düşüncesi etrafında, yıkılışın içinden doğan yeni bir diriliş ekseninde eserlerini vermiştir. Hikâyelerinde, XX. yüzyılda büyük bir yıkım yaşayan insanı, bir bakıma da insanlığı, geniş algı ufukları içinde bize gösterir.
Sayfa 119 - 1. baskı: Mart 2018, İstanbul - Ketebe Yayınları - 40 Soruda Dizisi
Öykünün ilk ve son cümlesi çok önemlidir. İyi bir okuyucu buraları görür.
Öykü bir "dolaylama" sanatıdır.
Sayfa 68 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Yazar güncel politikaya mesafeli bir yerden iyiye iyi kötüye kötü, güzele güzel çirkine çirkin deme özgürlüğünü kaybetmişse öyküsü de irtifa kaybeder. İnsanlığı sarsacak bir imkan olarak öykünün güzelliği, gökyüzünün altındaki her fısıltıya, kıpırtıya, insanın her türlü haline kulak verebilmesinde, birilerinin görmezden geldiğini görebilmesindedir.
Reklam
İnsan, yalnız ve kendi dramı içinde aktarılmaya başlandığı zaman gelenek geriye çekilir.
Sayfa 43 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Tahammülünüz var mı?
Sanat ve sabrın ebedi akrabalığına işaret etmektedir. Hiçbir sanat eseri bir kerede oluşmamıştır çünkü. Dostoyevski'nin kardeşine yazdığı bir mektuptaki, "Bir tablo bir kerede mi boyanmalı!" cümlesinin sonunda soru işareti değil, ünlem bulunmaktadır. Bir tablo bir kerede boyanmaz, demektedir Usta. O halde ancak tahammülü olanlar sanatta mesafe katedebilir.
Sayfa 148 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Sabahattin Ali Öyküsü
Her şeyden önce Anadolu'ya masa başından bakmıyor; ama en önemlisi Türk edebiyatında rejime ve düzene yönelik sol eleştirinin ilk sağlam örneklerini onun öykülerinde görüyoruz. Hatta denebilir ki, kimi öyküleri, Cumhuriyet'in "Köylü milletin efendisidir" sloganına, dolayısıyla romantik politikasına yönelik sert eleştiriler taşır.
Sayfa 114 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
1970'li yıllara geldiğimizde bireyi çözümleyen tahlilci anlayışla toplumcuların geçmişteki deneyimlerini birleştirip şemacılığa düşmeden bireyden topluma açılan bir hikâyeciler kuşağı belirir. Füruzan, Tomris Uyar, Selim İleri, Hulki Aktunç gibi isimlerin öne çıktığı bir hikâye ortamı doğar.
Sayfa 120 - 1. baskı: Mart 2018, İstanbul - Ketebe Yayınları - 40 Soruda Dizisi
Reklam
Görünmenin en büyük hedef olarak konduğu bir dünyada, Andy Varhol’un iddiasını gerçekleştirmek istercesine herkes birgün bir dakikalığına da olsa meşhur olmanın peşinde.
Modernite, her şeyden önce küçük alanlar içerisinde insanın tekil özgürlüğünü tanımlama zihniyetidir. Aklın ve somut gerçekliğin içerisinde bir dünya tasarımıdır. Öykü türü, yapısı gereği modernitenin bu kendisine dönük tarafını iyi ortaya koyar.
Sayfa 45 - 1. baskı: Mart 2018, İstanbul - Ketebe Yayınları - 40 Soruda Dizisi
Sanatçı eserinde yer yer gerçeğin üzerine bir şal çeker, örter onu. Niye böyle yapar sanatçı? Gerçeği yalın olarak iletmek makale, deneme, anı gibi türlerin işidir de ondan. Sadece bu değil; bütün sanat eserleri hakikatin peşindedir. E, o da meydanlarda dolaşmaz, hep saklıdır.
Sayfa 65 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Bence öykünün sıkleti, asıl karşılığı Paul Valery'nin "Kuş gibi hafif olmak gerek, tüy gibi değil." sözünde bulur.
Sayfa 20 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Ama yazarın penceresinden görünenden kasıt, görünenlere değil, bahçeye değil, pencereye dikkati çekmektir. Çünkü, her yazarın bir dünya görüşü, ideolojisi, inancı vardır.
Sayfa 73 - Güray SüngüKitabı okudu
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.