Bana kalırsa, gelişmiş toplumların, gelişmemiş toplumlar aracılığıyla insanlığın geçmişini öğrenmeye çalıştıkları bilim dalıdır antropoloji. “Gelişmiş” ve “gelişmemiş” kategorilerinin göreceli oldukları bir taraf var, ancak göreceliliğe kapalı bir tarafları da var. Nihayetinde biliyoruz ki kabile örgütlenmesi şeklinde yaşayan toplumlar, şehirli ve teknolojik toplumlara kıyasla, insanlığın geçmiş hâllerine daha çok benziyor olsalar gerek. Yanılmıyorsam insanlık tarihinin belli bir aşamasından öncesine antropoloji, belli bir aşamasından sonrasına ise tarih ilmi bakıyor. Antropolojinin siyaseten kötüye kullanılmış veya abartılmış olması, onun değerini azaltmaz.
“50 Soruda Antropoloji” kitabı, antropolojinin ne olduğunu az çok bilenler için yeni bir şey sunmuyor. Aksi hâlde, yararlı bir eser. Ayrıca antropoloji, kendini sosyal bilimlerin diğer dallarından daha az yalıtabildiği için, kitap, konunun alt başlıkları hakkında yorucu kısımlar içerebiliyor.