Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

50 Soruda Büyük Patlama Kuramı

Metin Hotinli

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Sonsuzluğun, hayatın, gerçekliğin muazzam yapısının gizemlerini düşündükçe insan kendinden geçer. İnsan her gün bu gizemin birazını anlamaya çalışsa yeter.
Çekim yasasının doğal sonucu
Laplace ile Napoleon arasında geçmiş olan bir konuşma, o çağın bilim insanlarında egemen olmaya başlayan akılcı akımı çok güzel yansıtması bakımından ilgi çekicidir. Büyük bilim adamı ile karşılaştığı bir gün, Napoleon ona şöyle bir soru yöneltti: "Çalışmalarınızı gördüm, çok beğendim. Ancak bir şey dikkatimi çekti. Hiçbir yerinde Tanrıdan söz etmiyorsunuz." Laplace'ın ünlü yanıtı şu oldu: "O varsayıma gerek duymadım. " Laplace'ın bu yanıtı, bilim tarihinde bir milat oluşturdu. Aydınlanma çağına damgasını vurdu.
Reklam
Bir güçlük karşısında kalan bilim insanları, artık yardıma doğadışı veya doğaüstü güçler yerine, sadece matematiksel kavramları çağırmaya başlamıştı. Bu da "bilimsel devrim ve evrim" sürecinin doğal sonucu sayılır.
George Gamow, 1950'li yıllarda yayımladığı Evrenin Yaradılışı (Creation of the Universe) adlı kitabında, "Evrenin başlangıcında meydana gelmiş olan büyük basınç ve yoğunluk, daha önceki bir çöküntünün sonucunda olmuştur. Bugünkü genişleme, bu çöküntüde yoğunluk maksimum bir değere eriştikten sonra, evrenin elastik bir 'geri tepme' ile tekrar genişleme sürecine girmesinin sonucudur" şeklinde bir açıklama yapmıştı.
Sayfa 101Kitabı okudu
GPS
Uyduların bulunduğu yükseklikte zamanın akışı ile yeryüzündeki farklıdır. Yeryüzündeki saatler, Yerküre'nin çekim alanına daha yakın oldukları için, uydudakilere göre daha yavaş hareket ederler, yani zaman daha yavaş geçer.
Klasik fizikte, çekim kütlesi (gravitational mass) ve atalet (veya eylemsizlik) kütlesi (inertial mass) olmak üzere,iki tür kütle tanımı vardır.Çekim kütlesinin etkisi yalnız çekim (gravitation) alanlarında ortaya çıkar,oysa atalet (eylemsizlik) kütlesi maddenin ayrılmaz özelliğidir.
Reklam
Sorgula din gerçeğini gör
Bugün İslam din bilginleri,yedi kat göğün varlığını hala savunmak zorunda kalıyorlar. Kimisi pervasızca "Biz yedi kat göğün birinci katındayız" diyerek açıklamalarda bulunurken, kimisi de "O yedi kat gök sizin bildiğiniz gibi değil,ne gözle görülür, ne elle tutulur, onlar manevi katlardır" türünden sözlerle, konuyu saptırmaya çalışmaktadır. Çünkü biliyorlar ki, ileri sürülen dayatmalar dizisinden tek bir halkanın bile, "Tanrısal" olmayıp "insansal" kaynaklı olduğu anlaşılırsa, o zaman geri kalanından da kuşku duyulmaya başlanır. "Ayetlerde sözü edilen 'yedi kat göğün' gerçekten de simgesel olduğu varsayılamaz mı?" gibi bir soru akla gelebilir. Ancak "direksiz" , "sağlam bina edilmiş" ve "yere düşmemesi için" de "tutulmakta" olan göklerden söz eden ayetlerin varlığı, bu iyimser yorumu bir hayli zorlaştırmaktadır.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.