Yedi Korku, dokuz ay boyunca sadece üç gün uyuyabilen bir roman. Delilik ile uzlaşma, savaş ile barış, yaşayanlarla ölüler, evlilik ile yalnızlık dilemmalarını tutuyor içinde. Bosna Savaşı’nın ardından insanların bölünmüşlüğü üzerine yoğunlaşan, gerçeküstü ögelerle harmanlamış büyük bir roman bu. Salgın bir hastalık gibi hızla yayılan ve insanları esir alan korkular. Karanlığa, savaşın tamtamlarına bulaşan histerik körlüğümüz. Slav mitleri ile Pegasus. Balkanların, sıra dışı yazarı Selvedin Avdić’in kaleminden dökülen bu başyapıtla yıkım dolu bir dünyaya başımızı önümüze eğerek giriyoruz.
Salgın bir hastalık gibi hızla yayılan ve insanları esir alan korkular. Okurken elinden bırakmak istemiyor insan. Esir alıyor sizii korkuların içine. Bosna Savaşı sonrasında gerçeküstü bir anlatımla bölünmüşlüğü,deliliği, uzlaşmayı, yalnızlığı ele alan yazar mutlaka tanışın..
Bosna Savaşı, şimdinin otuzlarında dolaşan herkesin hatırlayacağı bir savaş. Net olmasa da televizyonda gördüğümüz haberler çocuk yaşta aklımıza kazınmıştır. Yüz bin insanın hayatını kaybettiği, iki milyona yakın insanınsa mülteci durumuna düşerek memleketini terk ettiği bu savaş, her ne kadar Avrupa’da yer alsa da üç yıl boyunca bütün dünyanın sessizliğiyle göz göre göre geliyorum dedi ve yaşandı. İşte 7 Korku da Balkan milletlerinde izleri silinemez travmalar yaratan Bosna Savaşı’nı yaşamış bir yazarın kaleminden çıkan bir eser.
Açık konuşmak gerekirse kitaba başlamadan önce kapağı epey dikkatimi çekmişti. Sonuçta her kitabın kapağında bir kalaşnikof görmüyorsunuz. Bu sebepten ötürü 7 Korku‘nun yoğunluklu olarak Bosna Savaşı’nı oturttuğunu düşündüm, lâkin yanılmışım. Veya öyle sanmaktayım. Gelin nedir, ne değildir birlikte bakalım.
Her ne kadar kitabın tanıtım yazısında Bosna Savaşından bahsediliyorsa da konu itibariyle bir savaş kitabı değil. Uyuyamayan bir adam, doğa üstü olaylar, Pegasus kardeşler gibi yan öykülerle süslenen bir kitap.
. Rüyamda sabah uyandığımda annem ve babam değil de evde hiç tanımadığım insanlar vardı. Bu tip rüyalar gördükten sonra gözlerimi açmaya alıştım, çünkü rüyanın gerçek hayatta devam ediyor olabileceği fikri beni delirtiyordu. .
" " Bu metni kim okursa okusun; bu konuda herhangi bir söz hakkım olmadığımdan bu benim tercihim olmayacak. Belki de bu iyi bir şeydir, çünkü hayatta en iyi seçeneği bulmayı asla başaramam. Haydi, bu durumun bana çekilmez bir kötümserlik getirmeyeceği umuduna bir şans tanıyalım. "
Yedi Korku, dokuz ay boyunca sadece üç gün uyuyabilen bir roman. Delilik ile uzlaşma, savaş ile barış, yaşayanlarla ölüler, evlilik ile yalnızlık dilemmalarını tutuyor içinde. Bosna Savaşı’nın ardından insanların bölünmüşlüğü üzerine yoğunlaşan, gerçeküstü ögelerle harmanlamış büyük bir roman bu. Salgın bir hastalık gibi hızla yayılan ve insanları esir alan korkular. Karanlığa, savaşın tamtamlarına bulaşan histerik körlüğümüz. Slav mitleri ile Pegasus. Balkanların, sıra dışı yazarı Selvedin Avdić’in kaleminden dökülen bu başyapıtla yıkım dolu bir dünyaya başımızı önümüze eğerek giriyoruz.