Abdülkadir Geylani'nin Sohbetleri
Abdülkadir GeylaniÖne Çıkan Abdülkadir Geylani'nin Sohbetleri Gönderileri
Öne Çıkan Abdülkadir Geylani'nin Sohbetleri kitaplarını, öne çıkan Abdülkadir Geylani'nin Sohbetleri sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Abdülkadir Geylani'nin Sohbetleri yazarlarını, öne çıkan Abdülkadir Geylani'nin Sohbetleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Dikkat! Bu bir tefeül iletisidir:)
Abdülkadir Geylani'nin Sohbetleri kitabından 13-559 arası bir sayı söyleyin, ihtiyacınız olan nasihati alın.
Not:Hazreti Pire Fatiha göndermeyi unutmayın!
Evlilik vacip mi?
Evlenmek vâcip mi, değil mi? Yâni evlenme hususunda bir mecburiyet var mi,
yok mu? Bu mesele, müctehid ve âlimlerimiz arasında ihtilaflı bir meseledir. Kimisi, ev-
lenmenin sünnet olduğunu söyler. Bazıları da der ki:
Evlenme hâlinde, eğer kişinin nefsi evliliğin sebep olacağı bazı günahlardan kaçı- namayacaksa o takdirde evlenmeyip Allah'a kullukla iştigâl etmek daha iyidir.
Bu görüş, İmâm Şafiî ile İmâm Ahmed İbni Hanbel'in görüşüdür. İmâm A'zam Ebû Hanife'ye göre ise, evlenmek daha efdaldır.
Sen, mürid olduğun sürece kullukla iştigâl etmek daha faziletlidir. Hakkın tâlip olduğu bir kişi hâline geldiğin zaman ise, bu hususda senin herhangi bir tedbîre başvur- mana lüzum yokdur. Çünkü bu durumda, Allah dilerse bizzat kendi irâdesiyle seni evlenmeğe sevkeder. Dilerse evlilikden gayri bir şeyle meşgul eder. Eğer burada bir nasip bulunuyorsa, sen ona mutlaka nail olursun. Hatta sen ondan kaçmak istesen bile, o, senin eteğine yapışır ve Hakk'a hitaben der ki:
Ya Rabbi! Benim hakkımı bundan al. O, benden kaçıyor. Benimle evlenmek iste- miyor. Halbuki sen beni ona kısmet olarak seçdin. O ise benden yüz çeviriyor.
Onun bu isteği üzerine Allah da seni ona teveccüh etdirir.
Müride yani Allah yoluna henüz yeni sülük edene gelince, bâtın yönünden onun evlenmesi haramdır. Onun fazladan bir elbisesi mi bulunur. Yahut dört parmaklık bir toprağı mı bulunur ki. O, bir seyyâhdır. Ne bir yerde durur. Ne bir elbisesi vardır. Ne de bir kabi kacağı. Bil'akis o, Allah yolunda lüzumlu mesafeleri katedinceye kadar her şeyden soyukdur, Maksûduna erdiği ve seyahati hitam bulduğu zaman ise Allah dilerse onun evlenmesini irâde buyurur...
Sayfa 511 - Tevhid s.511-512Kitabı okudu
Sana faydası olmayan hususlarda çene çalmaktan vazgeç.
Sayfa 44Kitabı okudu
Şânı yüce olan Allah seni kendine kulluk etmen için yaratdı. Oyuna dalma. O, seninle sohbeti murât etdi. Öyleyse O'ndan başkasıyle iştigâl etme. O'nun sevgisinin yanına bir başkasının sevgisini getirme. Eğer O'ndan başkasını sırf merhamet ve lütuf duygulariyle seversen bu câizdir. Nefslerin sevgisi câizdir. Fakat kalblerin ve özün Allah'dan başkasını sevmesi câiz değildir.
Sayfa 235
Sevilene tabi olmak, muhabbetin şartındandır.
Allah'a bağlanmak,kişiye her sahada genişlik getirir.
Sayfa 500 - TevhidKitabı okudu
İzzet ve Celâl sâhibi Allah'dan korkmak, başlıbaşına bir ilimdir.
Sayfa 64 - Uyanış Yayınevi
Ey câhil , ey bilgisiz ! İlmi sırf Allah rızası için öğren . Öğrendiğini de amel et . Zira hiç şúphe yok ki, sırf Allah rızası için öğrendiğin ve kendisiyle amel etdiğin ilim seni terbiye eder, edep sâhibi yapar.
Sayfa 281
Dil, kalbin uşağıdır ve ona tâbîdir...
Sayfa 163
EY AHÂLÎ! Boş hevesleri, bâtıl emelleri terkediniz. Azîz ve Celîl olan Allah'ın zikri meşgûl olunuz. Size faydalı olacak şeyleri konuşunuz. Zararlı olacak şeylerde sükût ediniz...
Eğer konuşmak istersen, önce konuşmayı düşündüğün mesele hakkında iyice bir tefekkür et. Bu arada, niyetini de hâlisleşdir. Sonra konuş. Bu, esaslı bir kaidedir. İşte bunun içindir ki şöyle denir:
Câhilin dili kalbinin önündedir. Konuşmak istediği bir mevzûda, hiç düşünmeden hemen konuşur. Akıllı ve âlim kişinin dili ise kalbinin arkasındadır. O. konuşmak istediği bir mesele hakkında önce derinliğine düşünür. Sonra konuşur.
Sen, dilsiz ol. Dilini tut. Eğer İzzet ve Celâl sâhibi Allah senin konuşmanı isterse konuşdurur. O, bir husûs için seni murat etdiği zaman, o husâsa seni hazırlar. Allah'ın sohbeti, dâimî ve küllî bir sükût, küllî bir dilsizlikdir. Sükût ve dilsizlik sûresi tamamlanınca, eğer Allah dilerse, O'nun tarafından konuşma ruhsat ve gücü gelir. Yahut, Allah, bu sükût ve dilsizlik sûresini kıyâmete kadar uzatabilir.