Mesnevî denen birlik ve aşk tûfânı ile beşeriyetin karşısına kâh realist bir sanatkâr , kâh te fekkürü ve îmâniyle göz kamaştıran bir hakîm , kâh ise hikmet ve rahmet olarak çıkan Mevlânâ'yı , bizzat kendisinden dinlemek , başkalarından dinlemekten el bet yeğdir . Zira insanların kulağını büken , dertlerine derman olan Mevlânâ Celâleddîn - i Rûmî'nin Mesne vi'si , kendisi ile insanlar arasında kurulması lâzım gelen köprünün tâ kendisidir .