Evet, hiçbir hastalığın ateşine benzemeyen bu ateş, açlık ateşinden başka bir şey değildi. Ağaçların görkemli gövdelerine girmiş gizli kurtlar gibi durmadan kemiriyordu. İçim, hızla boşalıyordu. açlık kurdu, içimden beni oyuyordu. Susamıştım. Artık, İstanbul'un mahallelerinde, caddelerinde, sokaklarında da bedava su bulunmuyordu.