"Hazır çorbaları kastediyorsanız hepsi de naylonların içine zımbalanmış tozlar."
"Zehir değil ya!" Kadının her zamanki meydan okuyuşu gelip adamın umursamaz göğsüne çarptı. Arim Alator'un gözlerinde kara kıvılcımlar yanıp söndü:
"Gerçek zehrin tadı da kokusu da, ölümü alenen haber verir, mertçe! O tozlarsa size nimet zannedin diye sunulan, tadı sahte, hasarı gerçek, ikiyüzlü zehirlerden başka bir şey değildir. Hatta onları zehirden saymak, hakiki olanlarına hakarettir."
"Hakiki olanlarını sık mı kullanırsınız?"
"Değişiklik her zaman istenen şey değildir," dedi adam bu kez. "Zira insan neye alışırsa onunla kendini güvende hisseder. Daha önce bastığı yere basar, daha önce gittiği yoldan gider!"
"Daha önce gittiği yerden başka yeri de göremez!"