Seçilmiş Öyküler

Adamı Zorla Deli Ederler

Aziz Nesin

Adamı Zorla Deli Ederler Gönderileri

Adamı Zorla Deli Ederler kitaplarını, Adamı Zorla Deli Ederler sözleri ve alıntılarını, Adamı Zorla Deli Ederler yazarlarını, Adamı Zorla Deli Ederler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bamya da sevilmez mi??
(...) Eve gittik. Hırsız bağladığımız gibi duruyordu. - Nasılsın? dedim. - İyiyim, ama karnım acıktı, dedi. Karım, hırsıza yemek çıkardı. Tersliğe bakın, evde bamya varmış. Hırsız da bamya yemezmiş. Karım kasaptan biftek aldı, hemen pişirip hırsızın önüne koydu.
Sayfa 24 - Adam Yayınları
Komiser Şekspir :)
(...) - Davacıyım! diyordu. Komiser bana, - Ne oldu? Anlatın!... dedi. Elimdeki kitabı uzattım. Kitabın başında Shakespeare'in resmi vardı. Komiser, - Kim bu sakallı herif? diye sordu. - Şekspir!.. - Ya!.. Demek ecnebi?.. - İngiliz!.. - Ne iş yapar?.. - Şair... - Nerede oturur? Siz bu adamı ne münasebetle tanıyorsunuz? Çabuk adresini söyleyin!.. Mümin Bey'e döndüm, - Allah rızası için beni tut, zaptet!.. diye yalvardım. Komiser, odadaki iki polise döndü - Bu işlere biz karışmayız, bunları siyasi şubeye götürün! dedi.
Sayfa 18 - Adam Yayınları
Reklam
Zeytinyağlı Dolma Sever Rahmetli Tevfik Fikret...
Bir akşam yemekten sonra beni yine evlerine kahveye çağırmışlardı. O sıkıntılı havadan kurtulmak için, - Büyük şairimiz Tevfik Fikret'i tanır mısınız? dedim. Karısı Mümin Bey'den önce atılıp, - Aaa, hiç tanımaz olur muyuz! Kendisini pek severiz. O da bizi çok sever. Sıksık bizim eve yemeğe gelir. Benim yaptığım zeytinyağlı dolmalara bayılır... dedi. Eh artık, bunları karıkoca iyice bozmanın sırası gelmişti. Alaylı alaylı gülerek. - Aman hanımefendi, siz ne söylüyorsunuz kuzum, Tevfik Fikret öldü... dedim. Ben, ikisinin de utanacaklarını sanıyordum. Ama kadın bu kez de, - Yaa! ... Boşuna değilmiş, çoktanberi bize gelip gitmiyordu... dedi. Kocası, - Ben de neden bizim evden ayağı kesildi, hiç gelmiyor diye merak edip duruyordum. Demek ölmüş ha! Vah vah vah! diye dövündü. Ben o zaman, - Tevfik Fikret öleli, elli yılı geçti... dedim. Bu sözüm üzerine kısa bir sessizlik oldu. İkisi de şaşırıp birbirlerine baktılar. Bu bocalamaları ancak birkaç saniye sürdü. Kadın hemen toparlanıp. - Allah Allah!.. Zaman ne de çabuk geçiyor, daha dün gibi... demesin mi!
Sayfa 17 - Adam Yayınları
Mümin Bey, - Gördüğünüz bötün kitaplar hedayadır, dedi. - Yaa!... Kim hediye etti? - Bötün möelliflerle, maherrilerle tanışırıh… Hepisi ehbabımdır. Eğsük olmasınlar, hatırımı sayarlar, onlar virdi… Büsbütün şaşırdım - Falih Rıfgı' yı tanıyoğuz mu? diye sordu. - Adını duydum, dedim. Bir kitap çekti: - İşte onun hedayası… Kitabı elime aldım Falih Rıfkı'nın “ Zeytin Dağı “. - Hele ohu, başına ni yazmış? İlk sayfada şunlar yazılıydı: “ Sayın Bay Mümin Ekrem kardeşime, dostluğumuzun hatırası olarak takdim kılındı. Falih Rıfkı… “ Falih Rıfkı böyle “ olarak “, “ kılındı “ diye yazı yazmaz ama, kim bilir!...
Sayfa 15 - Adam Yayınları
Keşke önce bir dinleseydin..
(...) Nahiye müdürü haber yollamıştı: “ Bu yıl sizin köyde otuz domuz vuracaksınız! “ diye. Haber köye gelince, şaşırdık!.. Köylüler bana, “ Senin aklın eriktir, bu işlerden anlarsın, git de Nahiye Müdürüne anlat.. “ dediler. Gittim, “ Bey, dedim, ben, ondört yıl askerlik ettim… Ne Yemen'i kaldı, ne Trablus'u, ne Çanakkale'si, ne de Kafkas'ı… “ Nahiye Müdürü, - Çok söyleme!... dedi, yaptınsa memlekete borcunu ödedin, vazifeni yaptın, karşılık mı bekliyorsun?
Sayfa 7 - Adam Yayınları
Deli Rıza Bey çok zeki, çok akıllı, çok bilgiliymiş de aklının fazlalığından deli olmuş. Ders anlatmadığı, bizimle pek konuşmadığı için, onun akıllı, bilgili olduğunu bizden önceki sınıflardan öğrenmiştik.
Sayfa 186Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.