Adl-i İlahi

Murtaza Mutahhari

Adl-i İlahi Gönderileri

Adl-i İlahi kitaplarını, Adl-i İlahi sözleri ve alıntılarını, Adl-i İlahi yazarlarını, Adl-i İlahi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yazık ki birçoğumuz kendi zevk ve düşüncemize öylesine aşık, öylesine vurgunuz ki, sadece ve sadece her birimiz şöyle düşünmekle kalırız: Çare, sadece benim bulduğumdur!
Kevser Yayınları
Mu’tezile şiddetle adl, akl, istitaat (seçme yeteneği) ve hikmete (Yüce Yaratıcı’nın fiillerinin hedef ve maksatlara bağlı oluşu) taraftar ol- dular. O zamana kadar “Ehlü’s-Sünnet” (21) veya “Ehlu’l-Hadis” (22) diye adlandırılmakta olan Eşaire ise bu konularda şiddetle Mu’tezile’nin sa- vunduğu fikirlere karşı çıkmakta idiler. Adl-i ilahi Murtaza Mutahhari
Reklam
Allah katında durum nicedir? Yüce Yaratıcı’nın fiilleri de insan fiilleri gibi hedefe mi bağlıdır? İlâhî fiillerde de insan fiilleri gibi “niçin”, “çünkü” ve en yararlı ve tercihe değer olanın seçilmesi hususları var mıdır? Yahut bütün bunlar yalnızca insana özgüdürler de bunları Allah katı için de dü- şünmek ve genelleştirmek bir tür “teşbih”
Zat-ı Bârî’nin, Yüce Yaratıcı’nın fiilleri niyet ve hedeflere bağlı mıdır, değil midir? Bildiğimiz ve apaçık olduğu gibi, insanlar yaptıkları işleri bir niyetle ya- par, bir amaç güderler. Her insan işinin bir “çünkü”sü vardır. Niçin tahsil ediyor, ders okuyorsun? “Çünkü bilgili ve güçlü olmayı istiyorum.” Niçin çalışıyorsun? “Çünkü geçimimi
Mu’tezile ve Eşaire’nin ayrıldığı nokta, akla verilen yer ve aklın bağımsız- lığının sınırı sorunu idi. Ve bu da “adl”e ilişkin olan “hüsn ve kubh” gibi sorunlarda, hüsn ve kubh’un, fiillerin iyi, güzel veya yakışıksız oluşlarının başlı başına kendi özellikleri ile belirlenip belirlenemeyişi gibi konularda başladı. Ancak zamanla bu tartışma “Tevhid”e ilişkin konulara kadar uzadı. Bun- larda da Mu’tezile akla söz hakkı vermekte idiler. Eşaire ise, “hadis”in dış görünüşüne, rivayetlere tartışmasız bağımlılığı gerekli görüyorlardı. Adl-i ilahi Murtaza Mutahhari
Eş’arî Okulu mensupları, aklın bağımsızlığını veya diğer bir deyişle aklın bağımsız olduğu hususların varlığını kabul etmedikleri ve Mu’tezile’nin, insan aklının, Şeriat’in yol göstericiliğine ihtiyaç duymaksızın “hüsn’ü ve kubh”ü, yapılması gerekeni ve yapılmaması gerekeni kavrayacağı gö- rüşünü eleştirip yanlış saydıkları ve genel olarak “adl
Reklam
78 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.