Sana, yeni bir isim verdim ben "Agafya" dedim. "Yüce Aşk" dedim... İşte Anton böylesi bir aşkla bağlanmıştı Agafya 'ya... Yıl 1920.. Rusya' daki büyük devrim sonrası, devrimden kaçan binlerce asilzade İstanbul'a mülteci olarak gelip yerleşmekte...
Geminin hareket etmesine az bir zaman kalmıştı ve insanlar gemiye binmek için birbirini eziyordu. Anton, hızla gelen atlı arabanın altından bir çocuğu kurtarıp, kahraman olmuş ve prensin kamarasında kalmakla ödüllendirilmişti.
.
Hayatını kurtardığı Kotik ve annesi Olga, ilk görüşte aşık olduğu Agafya... İngiliz bir savaş muhabiri alan Anton, hayatlarının kesiştiği gemide onları bekleyen zorlu bir hayata adım adım ilerlerken, dostlukları, aşkları ve hayat kavgaları başlamıştı..
.
Anton, herşeyini feda edecek kadar, uğruna ölecek öldürecek kadar büyük bir aşkla bağlıydı Agafya 'ya.. Ben 15 yaşımda öldüm diyen Agafya Anton için sadece hayal miydi? Aşk, devrim, savaş, yokluk.. Tarih içinde yatan gizemli bir aşk öyküsünü okumaya hazır mısınız? Severek okuduğum bu eser ilgililerine tavsiyemdir der hepinize şimdiden keyifli okumalar dilerim. Kitapla Kalın. Evde Kalın. sağlıkla kalın