Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ağır Hasarlı Algılar

Atasoy Müftüoğlu

Ağır Hasarlı Algılar Gönderileri

Ağır Hasarlı Algılar kitaplarını, Ağır Hasarlı Algılar sözleri ve alıntılarını, Ağır Hasarlı Algılar yazarlarını, Ağır Hasarlı Algılar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
" Etnik rekabetleri, mezhep rekabetlerini aşamayan bir zihniyet ne yeni bir kapsayıcı kültür ne de medeniyet inşa edebilir. "
191 syf.
10/10 puan verdi
Ağır Hasarlı Algılar
Atasoy hoca günümüzün çıkar ve menfaatlerinden yoksun kalmış tertemiz özde sosyolog ve düşünürdür. Her zamanki yazılarında olduğu gibi bu kitabındada günümüz İslam dünyasını konu edinmiş ve zihinlerde bırakılan hasarları ele almıştır. Artık meseleler çıkar ve menfaat doğrultusunda ele alınıyor kararlar hakka hukuka göre verilmiyor söz sahipleri işlerine nasıl geliyorsa öyle oluyor bu şekilde yaşamaya mecbur kalıyoruz. Bu zihniyet ile yaşayan toplumlarda özellikle müslümanların zihninde ciddi anlamda hasarlar meydana geliyor doğruyu yanlışı görememekle birlikte sağlıklı kararlar veremiyoruz yıkamadığımız tabular var. Kendi meselelerimizi ele alamıyoruz dışarıdan dayatılan meseleler ile meşgul oluyoruz. Ansızın bir sorunla meseleyle darbeyle iç savaşla problemle karşılaşdığımızda zihinlerimiz ithal edilmiş düşünceler ile meşgul olduğu için olup bitenler nedir neyin nesidir diye soramıyoruz. Sürünmeye ve yok olmaya mahkum ediliyoruz.
Ağır Hasarlı Algılar
Ağır Hasarlı AlgılarAtasoy Müftüoğlu · Hece Yayınları · 201417 okunma
Reklam
Aziz islam, artık, farklı zaman ve mekanlarda , bireylerin ya da cemaatlerin algılarına tabi bir şey haline gelmiştir. Bu durumu sorgulayamamak kadar vahim bir düşüş olamaz. Temel İslâmî ilkeleri savsakladigimiz için biçimlerle, törenlerle avunuyoruz .
Sayfa 37
Nostaljik bir düşler dünyasında yaşayan toplumlarımız, bugün mehdi gelecek mi gelmeyecek mi, gelecekse ne zaman gelecek, hangi cemaat lideri gerçek mehdi, hangi cemaat lideri çakma mehdi , kimde mehdi özellikleri var, hangi mezhep hak. hangi mezhep batıl, Peygamber efendimiz hangi cemaatin etkinliklerine düzenli olarak , hem de maddî ve fiziki alemde katılıyor, teravih namazı var mi yok mu , eğer varsa kaç rekat... gibi apokaliptik mitler merkezinde yoğunlaşan tartışmalarla vakit öldürüyor. Sözünü ettiğimiz tartışmalarla vakit öldürdüğümüz için hayatımız, zihin dünyamız, kültürlerimiz neosömürgeciliğin denetimi altında bulunuyor, nostaljik gündemimiz, emperyal saldırganlıkların caydırılması konusunda hiçbirşey ifade etmiyor.
Tarih boyunca hiçbir yalan insan hakları yalanı kadar iğrenç olmamıştır .
Ağır hasarlı sömurgeleştirilmiş zihinlerle tarihe, siyasete müdahale edilemez, tarihsel gündem sorgulanamaz.
Reklam
Güç ve çıkar ilişkilerinin, reelpolitiğin, İslâmî, insanî, vicdanî kaygılara geçit vermediği bir dünyada yaşıyoruz. Toplumda sosyal, toplumsal, siyasal bütünlüğü inşa edemediğimiz için emperyal, küresel kasırganın önünde sürüklenen çerçöp gibiyiz. Bu nedenledir ki bugün sosyal ve siyasal trajediler yaşıyoruz. Batı uygarlığının, modernitenin etki alanına girdiğimiz günden bu yana, İslâmî üretkenliğimizi kaybettik. Batı dünyasının İslâm toplumlarıyla ilişkisi bir üst-alt ilişkisidir. Toplumlarımızın zihinsel, algısal, düşünsel, kültürel dünyaları ağır hasarlı dünyalardır.
Varlığımızı, imkânlanmızı içtenlikle Allah’a (C.C.), İslâm’a tahsis etmiş olsaydık, zamana, mekâna, tarihe müdahale liyakatine sahip olabilecektik.
“...Düşünmek,risk almak ve cesaret etmek demektir. Düşünmeye cesaret edemeyen,kendi iradelerinden vazgeçer.Düşünmeye cesaret edemeyenler medya sistemleri ve araçları yoluyla oluşturulan moda kimliklere,moda kültürlere bağlanırlar.Bir toplumda yeni kuşaklar,kendi kültür ve medeniyet değerleriyle ilişkilerini kestiklerinde o toplumun tarihinde yeni bir yabancılaşma dönemi başlamış demektir.Genç kuşakların kimliklerinin ve varoluş tarzlarının dönüştürüldüğü toplumlarda,hayatın her alanında Müslümanların,şimdiki zamana uyanarak yeni başlangıçlar yapmaları gerekir...”
“...Gerçek bir değişim ve dönüşüm, memnuniyetsizlik ve reddetme iradesi,yeteneği,kararlılığı ve bilinciyle yakından ilgili bir konudur.Müslüman olmak,İslam'ı seçmek,statükoyu reddetmek,putları,putperestlikleri reddetmek,geleneksel alışkanlıkları sorgulamak,güçlülerin,müstekbirlerin iradesini reddetmek,yalnızca Allah(c.c.) için varolmak anlamı taşır. Kelime-i tevhid de reddetmekle başlar...”
Reklam
“...Modernitenin,Batılılaşmanın ve küreselleşmenin dili ingilizce olduğu için bütün toplumlarda hissedilebilir ölçüde bir melezleşme yaşanıyor.Günümüz dünyasında elektronik olarak depolanan bilginin yüzde sekseninin İngilizce olduğunu biliyoruz.Dilin Amerikanlaştırılması bayağılığın ve sorumsuzluğun da yaygın hale gelmesine,bütün saygı unsurlarının ortadan kaybolmasına neden oluyor...”
"...Kendi önyargılarımızın, bağımlılıklarımızın, ufuksuzluklarımızın, fanatizmlerimizin, yabancılaşmalarımızın baskısı altında bulunduğumuz için ne yazık ki gerçekleri, gerçek dünyayı bir bütünlük içerisinde yorumlayamıyoruz. Her kesim, kendisini yalnızca bir parça üzerinden ifade etmeye çalışıyor. Parçalar üzerinde çalışanlar, bizi büyük bütünden, büyük bütüne özgü ahlâkî sorumluluklardan uzaklaştırıyor..."
Sayfa 23 - Hece Yayınları
"...Kendilerini üst insanlar olarak tanımlayan kolonyalistler, bizleri, biz Müslümanları insanlıkdışı olarak konumlandırdılar. Bunun içindir ki; Müslümanların modern tarih boyunca maruz kaldıkları, kalmaya da devam ettikleri soykırımlar, katliamlar hiç kimsenin umurunda değildir. Kimler tarafından, hangi gerekçeyle gerçekleştirilmiş olursa olsun hiçbir katliam, soykırım, kimyasal silahlar yoluyla cezalandırma asla kabul edilemez, meşrulaştırılamaz, savunulamaz..."
Sayfa 23 - Hece Yayınları
Düşünmek, risk almak ve cesaret etmek demektir. Düşünmeye cesaret edemeyenler, kendi iradelerinden vazgeçerler. Düşünmeye cesaret edemeyenler, medya sistemleri ve araçları yoluyla oluşturulan moda kimliklere, moda kültürlere bağlanırlar...
Sayfa 15 - Hece Yayınları
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.