Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahkamu'l Kur'an

Hamdi Döndüren

Ahkamu'l Kur'an Gönderileri

Ahkamu'l Kur'an kitaplarını, Ahkamu'l Kur'an sözleri ve alıntılarını, Ahkamu'l Kur'an yazarlarını, Ahkamu'l Kur'an yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu hadîs-i şerîfi işiten bir sahabinin kader programımız önceden belli olduğuna göre amel etmemize ne gerek var? diye sorması üzerine Allâh’ın Rasûlü şöyle buyurmuştur: “Amel edin! Herke?e imkân verilmiştir. Saâdet ehline (programı saîd yazılanlar) saâdet ehlinin ameli kolaylaştırılır. Şekâvet ehline (şakî yazilanlar) ise şekâvet ehlinin ameli kolaylaştırılır.” sonra şu âyeti okudular: “Kim Allah yolunda harcar ve O’ndan korkar ve en güzel olan ‘İslâm’ inancını tasdik ederse, Biz onu en kolay olana muvaffak kılarız. Fakat kim de cimrilik eder ve Allâh’a ihtiyâcı olmadığını iddiâ eder ve en güzel olan ‘İslâm’ akîdesini yalanlarsa, Biz, onu en zor olana sürükleriz.”
Hz. Peygamber’in bir hadîsinde cenin anne karnında üç kırk yani yüz yirmi gün geçince rûhun üfleneceği şöyle belirtilir: “Şüphesiz sizden birinizn oluşumu annesinin karnında kırk günde toplanır. Sonra orada o kadar bir süre içinde alaka olur. Sonra o kadar bir süre içinde mudga (organları oluşmuş) hâline gelir. Sonra melek gönderilir ve kendisine ruh üflenir. Meleğe dört kelime emredilir: Sağ doğacak çocuğun rızkı, yaşama süresi, işleyeceği amellerin programı, şakî (bahtı) mı, saîd (mutlu) mu olacağının kader bilgisi.”
Reklam
Kur’ân göğe doğru yükseldikçe göğsün daralacağını, nefes almanın güçleşeceğini söyler. Bilim de yükseldikçe havanın basıncı düşeceği için nefes almanın güçleşeceğini ortaya koymuştur. Yine Kur’ân, bütün gök cisimlerinin işin başlangıcında birbirine yapışık tek kütle hâlinde olduğunu ve bunların sonradan birbirinden ayrıldıklarını bildirir. Günümüz astronomi bilimi de bunu onaylar. Daha bunun gibi, evrenin yaratılışı ile ilgili pek çok gerçek Kur’ân’da özlü biçimde anlatılır.
Şuur sözlükte; kendiliğinden doğan bilgi, duyum, duygu hayatı ve ihsas gibi anlamlara gelir. Kişinin kavramlara ulaşmasının birtakım dereceleri vardır ki, şuur bunların ilki yani nefsin mânâya ilk ulaşma derecesidir. O mânânın tamamına ulaşma hâline “tasavvur”; bu mânâ, şuurun gitmesinden sonra yeniden geri döndürülebilecek şekilde ruhta kalıcı hâle gelmişse “ezberleme”, bunu yeniden geri getirebilme yeteneğine “hatırlama”; bilgiyi geri getirip yeniden ona ulaşan vicdana “zikir (anma)” adı verilir. Şuur bir bakıma bilginin en zayıf derecesidir. Başka bir açıdan ise en canlı bir bilgidir. Çünkü o anda ve bizzat ince bir görüş ânını ve hazır olmayı ifâde eder. Ve ilâhî ilmin kemâlini anlatacak en güzel bir şâhittir.
Sekiz kadar sahâbenin naklettiği şu hadis de dikkat çekicidir: “Bir kimse Allah yolunda bir harcamada bulunsa, kendisi evinde oturduğu hâlde, her bir dirhem yedi yüze katlanır. Bizzat kendisi de savaşa katılıp, kendi ihtiyâcı için harcarsa, harcadığı her bir dirhem yedi yüz bine katlanır. Hz. Peygamber "…Allah dilediğine kat kat fazlasını verir." âyetini okumuştur.”
Beş vakit namaz Mîraç gecesinde farz kılınmış, Cebrâil u Hz. Peygamber’e namaz vakitlerini ve kılınma şeklini iki gün süreyle uygulamalı olarak göstermiştir. Salât sözcüğü, Kur’ân-ı Kerîm’de duâ ve namaz anlamında olmak üzere 78 âyette tekil, 5 âyette “salevât” şeklinde çoğul olarak geçer.
Reklam
Kur’ân’da insanı doğru yola ancak yüce Allâh’ın ulaştırabileceği belirtilir. “Allah, kimi doğru yola iletmek isterse, onun kalbini İslâm’a açar; kimi de saptırmak isterse, onun kalbini sanki zorla göğe yükseliyormuş gibi daraltır ve sıkıştırır. İşte Allah inanmayanların üzerine böyle murdarlık verir!”
1.cilt
Mevkuf bir hadiste de şöyle buyurulur: “Dünya halkının saflarının hizasinda göklerin safları bulunur. Bundan dolayı yerdeki ‘âmin’, gökteki ‘âmin’e rast gelirse ibadet edenin günahları bağışlanır.” Bundan dolayı “âmin” sünnetle sâbittir. Hem imam hem cemaat tarafından gizlice yapılmalıdır. Yalnız başına namaz kılan da bunu gizlice söyler.
1.cilt
Câbir bin Abdullah t’ten rivâyete göre, Rasûlullah r şöyle buyurmuştur: “Zikrin en üstünü ‘lâ ilâhe illâllah’ demek, duânın en üstünü de ‘elhamdülillâh’ demektir.” Başka bir hadiste de şöyle buyurulur: “Allâh’a hamd ile başlanmayan her önemli iş eksiktir.”
1.cilt
Bir gün Rasûl-i Ekrem, Cebrâil ile otururken yeryüzüne ilk defa inen bir melek huzûruna gelmiş ve “Sadece sana verilen, daha önce hiçbir peygambere verilmeyen iki nur sebebiyle seni tebrik ederim.” demiş ve bu iki nûrun Fâtiha sûresi ile Bakara sûresinin son iki âyeti olan “Âmenerrasûlü” olduğunu bildirmiştir. [45]
47 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.