Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahlâk-ı Alâ’î

Kınalızade Ali Efendi

Ahlâk-ı Alâ’î Sözleri ve Alıntıları

Ahlâk-ı Alâ’î sözleri ve alıntılarını, Ahlâk-ı Alâ’î kitap alıntılarını, Ahlâk-ı Alâ’î en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Ahirette hükümdar ile uşak arasında fark yoktur. Orduları dünyaya hükmeden hükümdarlar, ilahî huzura tek başına gelirler."
Sayfa 174Kitabı okudu
Öfkenin sebebi nefsin acı çektiği kimseden intikam almaya yönelmesidir.
Reklam
Lisan yırtıcı bir kuşa benzer, onu salıverip başıboş bırakan kişiyi parçalar. Yalan söz, vahşi kuşun pençeleri gibi yaralayıcıdır.
Geçici arzuların peşinde sürüklenip gidenler bir takım isteklerine kavuşmak için ne kadar zorlukları göze alırlar, gündüz durmaz geceleri uykusuz kalırlar, gerektiğinde yemez içmez ve isteklerine de ulaşınca onu korumak için de büyük bir gayret gösterirler. Hakiki saadet ve fazilet yolunda kemâle ulaşmak isteyenler, bazı fedakarlıkları göze almazlarsa mesut bir hayatı, din ve dünya hayatında mutluluğu kaybederler, hüsrana düşerler, pişman olurlar.
Osmanlı İmparatorluğu zamanında birinci kitap müstakil olarak defalarca basılmış olup, okullarda okutulan ahlâk derslerine esas tutulmuştur.
Sayfa 10 - kitabın sosyal bağlamda önemiKitabı okudu
Tembelliğin tedavisi
Hiçbir yerde, çalışıp çabalamadan ezelî lûtuf ve ihsanın cennete giriş ve cehennemden kurtuluş sebebi olacağına dair bir açıklama yoktur; ama dünyevi işlerde tevekkül edilmesiyle ilgili olarak birçok emir vardır. Nitekim ilginçtir ki insanların çoğu ahiret işlerinde tevekkül edip Yüce Hakk'ın cömert ve merhametli olduğunu, günahları bağışladığını ve ayıpları örttüğünü söyleyerek çalışıp çabalamayı bırakırlar, tembellik ve ataleti tercih ederler ...
Reklam
"Bugün çaba göster ki gözün görsün O gönül süsleyenin güzelliğiyle kendinden geçesin Ayıp sana ki bayram gecesi çocukları gibi Ne vakte kadar yarın olmasını bekleyeceksin." Evet, cismani örtülerden tam olarak sıyrılınca, bedensel güçlerin kalıntıları üzerinden çadır kaldırılınca, soyutluk sığınağında salınınca ve kutsal gezinti bahçelerinde etek çekince Hakk’ın güzelliği daha saf seyredilir ve kavuşma lezzeti ve yakınlık sevinci daha iyi tadılır. Çünkü gayb dili ve kesinlik meyhanesi telve çekicisinin hasbihal ve kadeh zevki vuslatından haber verdiği gibi, adi dünya ve beden ilişkisi içinde isim ve sıfatların inceliklerinden dolayı zatın birliğinin güzelliğini seyretmek mümkün olsa da uzaklık ve ayrılık âleminin gereği olan hayal lekeleri tamamen silinmez.
Mesela, hikmet erdeminin altında yer alan erdem türlerini yedi ile sınırlamış ve bunların zekâ, çabuk anlama, zihin açıklığı, kolay öğrenme, güzel düşünme, ezberleme ve hatırlama olduğunu söylemiştik. 1) Erdem ve orta olan “zekâ"nın ifratı hilekârlık, tefriti ahmaklıktır. Burada kastedilen, yaratılıştan gelen ahmaklık değil, bilakis kötü seçim ve vakit öldürmekten kaynaklanan ahmaklıktır. Tabiatta yerleşik olduğu sanılan ahmaklık genellikle tekrar, alıştırma, öğrenim ve ders alma yoluyla giderilir. Doğuştan gelen zekâ ve tabiata yerleşmiş akıllılık akıl gücünün uzun süre terk edilmesi ve kullanılması sebebiyle kaybolur. Ey yüksek kavrayışlı ama gevşek Bu yüzden ancak çanak satan adam Ey gönlü kapalıyken öğrenimle Yedi iklime baş kadı olan insan“ 2.Orta ve itidal derecesi olan “çabuk anlama”nın ifratı hızlı hayal kurmaktır. Bu huy, önermelerin hükümleri tam olarak anlaşılmadan, belki genel olarak parlayıp hemen sönmek suretiyle hüküm hatası ve tasavvur bilgisizliğine sebep olur. Çabuk anlamanın tefriti, ölçüsünden fazla yavaş anlama ve geç idrak etmedir. 3) Orta ve itidal olan “zihin açıklığı”nın ifratı, maksadın tespitine engel olacak şekilde ölçüsünden fazla parlamadır. Tefriti ise nefiste meydana gelen ve geç sonuç çıkarmaya neden olan karanlıktır. 4) Orta olan “kolay öğrenme”nin ifratı, öğrenimde öğretmenin öğrettiği ilmî suretleri pekiştirmeye mecal bırakmayacak şekilde aşırı hızlılık ve işe koyulmadır. Tefriti, öğrenme zorluğuna yol açan taassuptur.
İyilik ve yardım pâdişah tarafından eşit şekilde uygulanmalıdır. Her şahsa hakkı olanı vermeli ve bu hususta asla kusur edilmemelidir.
Nakledildiğine göre Galen, “İyiler kötülerden faydalanırlar." dermiş. Faydalanma yolunun görünür yüzü, onlar gibi iş yapmaktan kaçınmaktır. Buzurgmihr Buhtegâni’nin şöyle dediği nakledilmiştir: “Ben edebi edepsizlerden öğrendim. Çünkü ben onlardan sâdır olan ve çirkinliği akıl tarafından açıkça bilinen her fiili zihin sayfama yazar ve ondan uzak durmayı kararlaştırırdım.” İşte bu söz bu tutumu destekleyip övmektedir. Bazı filozoflardan nakledildiğine göre, erdemin peşinde olan kimsenin tanıdıkların suret ve yaşantısından bir ayna edinip kendi yaşantı, sıfat, iyilik, kötülük, hâl ve işlerini onda seyretmesi, onlarda gördüğü güzel ve övgüye layık şeyleri alması, çirkin ve yerilen vasıflardan kaçınması gerekir. Zira nefis, kendi kabahatlerini idrak etmede gevşek, ama başkasının kabahat ve kusurlarını idrak etmede çeviktir. Öyleyse bu tür yöntemlerle kusurları idrak etmek ve sonra bunları işlemekten kaçınmak kıvrak zekâlıların tarzı ve çevik düşünenlerin huyudur. Uyanık olunması ve gurudan kaçınılması gereken bir husus da iltifatlı sözlerle övülmektir.
359 öğeden 231 ile 240 arasındakiler gösteriliyor.