Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmaklık Üzerine

Robert Musil

Ahmaklık Üzerine Gönderileri

Ahmaklık Üzerine kitaplarını, Ahmaklık Üzerine sözleri ve alıntılarını, Ahmaklık Üzerine yazarlarını, Ahmaklık Üzerine yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
68 syf.
·
Puan vermedi
·
23 saatte okudu
Psikolojik bir konunun edebi haznesi cok guclu bir yazar tarafindan uyarlanmasidir. Yazarin diger kitaplarini okumam icin olusan kucuk bir kopru niteligindeki kitaptir. Iyi ki okumusum,iyi ki yazari tanimisim.
Ahmaklık Üzerine
Ahmaklık ÜzerineRobert Musil · Kırmızı Kedi Yayınları · 2017789 okunma
Alman Birliklerirnin Avusturya ya girmesi uzerine
"Kuşkusuz dalkavuklarda akıl takdir edi- lir, ama ancak koşulsuz itaatle birlikte olur- sa. Aklın yanında bu 'iyi hal' belgesi eksikse ve hükmeden kişinin yararına işlediğinden emin olunamazsa, akıllı kişiye akıllı değil de daha çok saygısız, küstah ya da hain denir; ve öyle bir durum doğar ki, hükmeden kişi- nin güvenliğini tehdit etmese de en azından onuruna ve otoritesine karşıymış gibi olur. Si- yaset alanında bunun örneği çoktur." Bu konferansta Musil'in birkaç yerde ver- diği örneklerde "kadın"ı öne sürmesi, zaman zaman eleştirilmiştir. Musil'in örnekleme ya- parken neden temelinde kadın olan ifadeleri tercih ettiği doğrusu merak konusu. Musil'in konferansının sonunda dediği gibi, ahmaklığa karşı en önemli çare, "alçak- gönüllü olmaktır". Alçakgönüllülük ise, gü- cün ve iktidarın tadını aldıkça bazı kişilerin uzaklaştıkları bir erdem. Bu küçük metin ve içindeki fikirler şimdi her zamankinden de güncel ve büyük olası- lıkla daha uzun süre de öyle kalacak. İlknur Özdemir
Reklam
Evrim,Yapay zeka ve ahmaklik
Bilgilerimiz ve becerilerimiz tamamlanmış olmadığından bütün bilimlerde, hüküm verirken genellikle aceleci davranmak zorunda kalırız, ama bu hatamızı bilinen si nırlar içinde tutmak için çabalamayı ve fırsat bulunca düzeltmeyi öğrenmişizdir, böylece yine işimizi belli ölçüde doğru görürüz. Hem gururla, hem alçakgönüllü davranarak verdi- ğimiz bu kesin hükmü ve eylemi başka alan- lara da taşımamıza bir engel yok; "Elinden geldiğince iyi, mecbur kaldığın ölçüde kötü iş gör, bunu yaparken yaptığın işteki hata sı- nırlarının bilincinde ol!" şeklindeki davranış kuralının, hayatı umut dolu biçimlendirme- nin yarı yolu sayıldığına inanıyorum
Ahmaklik/Dahilik ve Yazarlar
Hatta dâhilik ve ahmaklık da kopmamacasına bağlı- dırlar birbirlerine; ahmak sayılmak, cezalandı- nılma korkusuyla yasaklandığından, insanlar fazla konuşmanın ve kendinden fazlaca söz etmenin ilginç bir yolunu bulmuşlardır: Yazar- lar üzerinden. Yazar, bütün insanlar adına ko- nuşarak bir şeyden tat aldığını ya da güneşin gökte durduğunu anlatabilir, kendi fikirlerini söyleyebilir, sırları açığa vurabilir, itiraflarda bulunabilir, kendi özeli olan konularda dü- şüncesizce hesap verebilir (en azından pek çok yazar bunu gözetir!) ve bütün bunlar öyle gö- rünür ki sanki insanlık aslında kendine yasak- ladığı bir şeye, istisna yapıp izin veriyormuş gibi olur. Bu şekilde durup dinlenmeden ken- dinden söz eder insanlık ve yazarın yardımıy- la aynı hikâyeleri ve olayları milyon kere anla- tır, sadece koşullar değişiktir, ama kendisinde ne bir gelişme ne de duyu zenginliği olmuştur.
Ahmakligi Saklamak/Kibir
Kendiliğinden anlaşılan ve bu nedenle sõy- lememize gerek görülmeyen bir çekinceyle, bu kendini beğenmişliğe kibir de diyebiliriz, gerçekten de bugün birçok ulusun ve devle- tin ruhuna hakim olan duygular arasında ilk sırayı tartışmasız kibir alır; ama ahmaklıkla kibir arasında eskiden beri içtenlikli bir ilişki vardır ve bu da belki bir işarettir. Ahmak biri, genellikle sırf ahmaklığını saklayacak kadar akıllı olmadığı için kibirli durur; aslında buna bile gerek yoktur, çünkü ahmaklıkla kibir ara- sında doğrudan bir bağ vardır: Kibirli birinin bıraktığı izlenim, elinden geldiğinden daha az iş gördüğüdür; ince bir yerinden dışarıya buhar sızdıran bir makineye benzer. "Ah maklıkla gurur aynı ağacın meyvesidir." di yen eskiler bunu kastetmişlerdir, kibir, "insa- nın gözünü kör eder," diyenlerin doğru söy- lediği gibi. Kibir kavramıyla birleştirdiğimiz sey, gerçekten de performans düşüklüğüdür, çünkü "kibir" sözcüğünün esas anlamı, "ya- verrarsız" sözcüğünün anlamıyla hemen hemen aynidir.
“Hakaretlerin öneminin, asıl olarak içeriklerinde değil kullanımında yattığı bilinir.”
Reklam
"Kendini öven kendine kötülük eder" diye bir özdeyiş vardır; palavra atmak, durmadan kendinden söz etmek ve övünmek sadece aptallık değil aynı zamanda münasebetsizliktir de.
Kendinden çokça söz etmek, bencillerde, tedirgin kişilerde, hatta melankoliklerin belli bir kesiminde de görülen kötü bir alışkanlıktır.
Ahmak biri, genellikle sırf ahmaklığını saklayacak kadar akıllı olmadığı için kibirli durur.
Zaman zaman hepimiz ahmaklık ederiz; zaman zaman kör gibi ya da yarı körmüş gibi davranmak zorunda da kalırız, yoksa dünya dönmezdi.
Reklam
''Kendini öven kendine kötülük eder" diye bir özdeyiş vardır; palavra atmak, durmadan kendinden söz etmek ve övünmek sadece aptallık değil aynı zamanda münasebetsizliktir de.
Kendiliğinden anlaşılan ve bu nedenle söylememize gerek görülmeyen bir çekinceyle, bu kendini beğenmişliğe kibir de diyebiliriz, gerçekten de bugün birçok ulusun ve devletin ruhuna hakim olan duygular arasında ilk sırayı tartışmasız kibir alır; ama ahmaklıkla kibir arasında eskiden beri içtenlikli bir ilişki vardır ve bu da belki bir işarettir. Ahmak biri, genellikle sırf ahmaklığını saklayacak kadar akıllı olmadığı için kibirli durur; aslında buna bile gerek yoktur, çünkü ahmaklıkla kibir arasında doğrudan bir bağ vardır: Kibirli birinin bıraktığı izlenim, elinden geldiğinden daha az iş gördüğüdür; ince bir yerinden dışarıya buhar sızdıran bir makineye benzer. "Ahmaklıkla gurur aynı ağacın meyvesidir," diyen eskiler bunu kastetmişlerdir, kibir, "insanın gözünü kör eder," diyenlerin doğru söylediği gibi.
Örneğin, zihinsel ve manevi açıdan vasatın altında sayılan biri, partinin, ulusun, tarikatın ya da sanat akımının koruması altında ortaya çıkar çıkmaz, "ben" yerine "biz" demesine izin verilir verilmez kendini beğenmişliğini arsızca ortaya koyar.
Daha da dikkat çekici olan, sadece halktan birinin kendini içinden, olağanüstü akıllı ve donanımlı bulması değil, kamusal kişilerin de, ellerine bu yönde güç geçince, kendilerinin müthiş akıllı, bilgili, soylu, yüce, merhametli, Tanrı'nın sevgili kulu ve tarih yazmakla görevli olduğunu söylemeleri ya da bunu başkalarına söyletmeleridir.
Pek çok kişi, hem ahmak görünme hem de saygınlığına zarar gelmesi korkusundan kendini akıllı sayar, ama bunu dile getirmez. Bundan söz etmek gereğini hissederlerse, dolaylı yoldan söylerler, örneğin kendileri hakkında konuşurken, "Ben başkalarından daha ahmak değilim," derler. Daha tercih edilen bir yol, olabildiğince tarafsız ve nesnel bir tavırla şöyle demektir: "Normal bir zekaya sahip olduğumu söyleyebilirim sanırım." Bazen de kendi zekamıza duyduğumuz güveni dolambaçlı bir yoldan belli ederiz, örneğin şu sözde olduğu gibi: "Kendime güldürmem!
1.338 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.