Ahmet Hamdi Tanpınar'la Antalya Göç Hikâyeleri

Kolektif

En Eski Ahmet Hamdi Tanpınar'la Antalya Göç Hikâyeleri Gönderileri

En Eski Ahmet Hamdi Tanpınar'la Antalya Göç Hikâyeleri kitaplarını, en eski Ahmet Hamdi Tanpınar'la Antalya Göç Hikâyeleri sözleri ve alıntılarını, en eski Ahmet Hamdi Tanpınar'la Antalya Göç Hikâyeleri yazarlarını, en eski Ahmet Hamdi Tanpınar'la Antalya Göç Hikâyeleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sesini Kaybeden Şehir ~ Mustafa TOKAT
"İşte yıllar süren savaşların neticesi buydu. Geriye kalan acı, gözyaşı, hasret, ayrılık. Koca koca yaşanmışlıklar bir saman alevi gibi tutuşmuş, yanıp kül olmuştu. Bu olayı hazmedemeyenlerden bazıları intihara teşebbüs etmiş ve hayatına son vermişti. Bir insan iki kere ölür müydü? Ölüyordu işte. Çare değildi belki ama onurlarına, haysiyetlerine yediremeyip durumu kabullenemeyenler bu duruma başvurmuşlardı."
Sayfa 29 - Kepez Belediyesi Kültür YayınlarıKitabı okudu
Sesini Kaybeden Şehir ~ Mustafa TOKAT
"Bir insanın talihini, kaderini, geçmişini, geleceğini başka bir insanın böylesine acı bir şekilde tayin etmesi hak mıydı? İşte bu Allah'ın değil; insanların birbirlerine olan adaletiydi. İnsanca yaşamak, hangi dinden, ırktan olursa olsun bir arada olmak neye zarardı? Hiç bitmeyen hırsları yüzünden milyonlarca insanın kanına giriyorlardı."
Sayfa 32 - Kepez Belediyesi Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Göçebe Monologları ~ Ahmet SELEN
"Hiçbirimiz ekmeğin bize hangi aşamalardan geçerek geldiğinin bilincinde değiliz. İşin garibi o ekmeği bize ulaştıran endüstriyel tarım sektörünün ne topraktaki canlılara saygısı kalmış ne de tarım ürünlerini ulaştırdığı insanlara. Her şey sayılardan ve yıllık tüketim miktarını belirten istatistiklerden ibaret. Tabiat ile bağlarımızı çarçabuk kopardık. Ekmeğin bize ulaşmadan önceki safhasında, ham madde olarak görülen buğdayın yeşermesi için havanın, suyun, ışığın ve toprağın ahenkli birlikteliğindeki inceliklerin farkına varabilseydik değil bir ekmeği çöpe atmak bir buğday tanesinin bile üzerine basamazdık."
Sayfa 37 - Kepez Belediyesi Kültür YayınlarıKitabı okudu
Göçebe Monologları ~Ahmet SELEN
"Kendi yolumu kendim çizmeye karar vermiştim. Bir tarafta hedefe varan yolun zahmetsizce geçildiği ve hiçbir anının hatıralaşmadığı bir yolculuk. Öte yanda rüyasına giren 'muamma güzel'in peşinden 'emel gurbetine' doğru 'uzun ince bir yolda' gece gündüz demeden yürüyebilmeyi göze alabilen bir yolculuk. Hayallerin büyüsüdür insanı bir şeylerin peşinde koşturan, yaşama bağlayan. Velev bir menzile ulaşma ihtimali zayıf olsun, velev varılmak istenen hedef Kaf Dağı'nın eteklerinde olsun. Bir hayal peşinde şehir şehir dolaşılması ve aşılması zor vadilerin geçilmesi o yolun kıymetini artırır. Her anı; çaba, ümit ve hüzünle yoğrulan bir yol; hedefe ulaşmak kadar değerli."
Sayfa 41 - Kepez Belediyesi Kültür YayınlarıKitabı okudu
Göçebe Monologları ~Ahmet SELEN
"Eğitim sisteminin bende aradıkları özelliklerle, beklentilerim farklı taraflara düşüyordu. Yapamadıklarımı değil de yapabildiklerimi öne çıkarsalardı, ıskartaya çıkarılacak kadar kötü olmadığım görünecekti... İçimde kendimin de keşfetmekten aciz kaldığım bazı yetenek ve becerilerim var ama okul, bu özelliklerimi ortaya çıkarıcı bir ortamı bana hiç sunamadı. Verilen bilgileri tam olarak depolayanlar sistemin gözünde makbuldü. Nerede, ne zaman ve hangi amaçla kullanacağımı bilmediğim birçok bilgiyi sorgusuz sualsiz hafızama atmanın hiçbir geçerli gerekçesini bulamadım. Eğitim sistemi, belli bir durakta beklememe, bir alanda derinleşmeme, bir yeteneğimi parlatmama izin vermedi. O da lazım bu da lazım telaşıyla akıl ve fikrimi bir o tarafa bir bu tarafa savurdu durdu. Okul hayatı, kişiliğimi hep örseledi. Okul denilen müessese ya benim gibi uçarı tiplere uygun ortam sunamıyor ya da ben bu müessesenin nimetlerinden bir türlü istifade edemedim. Halbuki ne hayaller beslemiştim, ne umutlar bağlamıştım ona... Ama okul denen müesses nizam, beni hiçbir zaman olduğum gibi kabul etmedi. Bu içimde beslediğim sevgiyi, okula yüklediğim anlamı her geçen gün aşındırdı... Hayatımı güzelleştiren tek unsur hayal dünyamın zenginliğiydi. Orası da olmasa kaçacak bir yer, nefes alacak bir zaman dilimi bulamazdım herhalde."
Sayfa 41 - Kepez Belediyesi Kültür YayınlarıKitabı okudu
Göç ~ Şefik KISAOĞLU
"Çocukluğuma kapanan bu kapının sonsuza kadar bir daha açılmayacak olması, çocuksu omuzlarımdaki kederin sıska bedenime ağır gelmesine neden oluyordu. Geride bıraktığımız eşyaların arasına yaşanmışlıklarımızı da gizleyip ihtiyacımız olan birkaç parça eşyayla küçük bir kamyonun kasasında, hayalimdeki denize doğru başlamıştı yolculuğumuz. Bir daha hiç durmayacakmış gibi yokuş aşağı inen kamyonla birlikte çocukluğumdan biraz daha uzaklaşıyordum."
Sayfa 60 - Kepez Belediyesi Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.