Alacakaranlıktaki Ülke

Ahmet Erhan

En Eski Alacakaranlıktaki Ülke Sözleri ve Alıntıları

En Eski Alacakaranlıktaki Ülke sözleri ve alıntılarını, en eski Alacakaranlıktaki Ülke kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
.................... Ve çocuklar bakıyorlar yüzümüze Bir şeyleri sormak, anlamak ister gibi. Kim yanıt verecek şimdi onlara? Neye yarar bütün bu sözler, Yazılmış yazılacak yığınla şey? Artık unuttuk, onların düşlerini de Çoğu şey gibi bu kargaşada Soruyor yedi yaşında bir çocuk: - Niye bu silah sesleri, niye bu ölümler baba?
Karanlık, alabildiğine karanlık kentimin üstünde, ülkemin üstünde... Tutacak bir dalımız kalmadı mı artık?
Reklam
Bugün oturdum ölümü düşündüm Bir darağacında ya da yolda yürürken Bugün oturdum ölümü düşündüm Yirmi yaşında ve hayat bu kadar güzelken.
Alacakaranlıktaki Ülke
I. Göğün karanlık denizlerinde yelkenlerini şişiriyor ay Ülkeme bakıyorum uzayıp giden bir gecede Suskun ve boynu bükük yalnızlığında bir sokağın. Elimde henüz açmamış bir gül var Ve boşanmayı bekleyen bir konuşma isteği dilimde Perdeleri çekilmiş, kapıları sürgülenmiş evlerde Yaşayıp giderken halkım. Rüzgara bırakılmış bir mumun
Bilgi Yayınevi - 1981 Behçet Necatigil Şiir Ödülü
Saatin kaç olduğunu biliyor musun?
II. Saatin kaç olduğunu biliyor musun? Ben anlayamıyorum gece mi, yoksa gündüz mü? Üç gündür yağmur yağıyor bu evlerin, Bu ağaçların, bu yolların üstüne. Sular alıp götürüyor sanıyorum Ellerimi, ayaklarımı, yorgun yüzümü… Günlerdir dökülüyor her yanım. Saatin kaç olduğunu biliyor musun? Duvarda çiviye asılı bir takvim sallanıp
Bilgi Yayınevi - 1981 Behçet Necatigil Şiir Ödülü
Nicedir akşam, kara bir kefen gibi geriliyor
III. Nicedir akşam kara bir kefen gibi geriliyor Bu acılı, bu yoksul ülkemin üstüne. Perdeler örtük, kapılar sürgülü Polis arabaları dışında kimseler yok sokaklarda Ay, bir boşluk arıyor sekerek gökyüzünde Nicedir akşam, kara bir kefen gibi geriliyor Bu acılı, bu yoksul ülkemin üstüne. Cebinden bir sigara çıkarıp yakıyor bekçi. Bir köpek ürmesi. Haberleri veriyor televizyon. Dalında kaldı karanlıkta açan erik çiçeği Kimseler görmeden solup gidecek yarın. Tek tük arabalar geçiyor yoldan Bu karanlığı püskürtmek ister gibi. Sonra bir sarhoş geçiyor elinde şişesiyle Görmezden geliyor yaşlı bekçi Döndürerek yüzünü ondan çok ötelere. Nicedir akşam, kara bir kefen gibi geriliyor Bu acılı, bu yoksul ülkemin üstüne…
Bilgi Yayınevi - 1981 Behçet Necatigil Şiir Ödülü
Reklam
484 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.