Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aldatmak

Ahmet Altan

En Eski Aldatmak Sözleri ve Alıntıları

En Eski Aldatmak sözleri ve alıntılarını, en eski Aldatmak kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Başarılı olan kadınların bile en derinlerinde saklı duran o ezilmişlik duygusu,o hayranlık açlığı,beğenilmeyi arzulayışlarındaki o şehvet onların belki de en zayıf yanlarıydı.
Elinde bir gerçek olduğu halde gerçeği kanıtlanmayana nasıl inandığını hiç düşünmemişti.
Reklam
Korkaklar olmazsa cesurların kıymetini nasıl bilebilirdik.
Sayfa 162Kitabı okudu
Bazı şeylerin yokluğu varlığından daha etkili olabiliyordu kimi zaman.
Sayfa 108Kitabı okudu
Bir ilişkinin üstüne üçüncü bir insanın gölgesi vurduğunda, o ilişki kararmıyor, tam aksine birden aydınlanıyor, o güne kadar görünmeyen, fark edilmeyen birçok sıyrık, çizgi, onrılmadan bırakılmış çatlak, sert ve üzücü bir ışığın atında ortaya çıkıyordu.
.bu bedensel bir açlık olsaydı, onun çaresi vardı, bir erkekler sevişir, o kaba ve sıradan açlığı doyurabilirdi. ama bu bir açlık değildi, bu sürgündeki bir insanın kendi ülkesini, kendi yemeklerini, kendi alıştığı lezzeti özlemesi gibiydi; karnını doyurmak bu özlemi yatıştırmaya bu arzuyu dindirmeye yetmiyordu..
Reklam
Kendi kızını koruyabilmek için küçük bir ayin yapmak...
Sayfa 19 - can yayıneviKitabı okudu
Yanımda kimse olmadığından değil yalnızlığım, yalnız olduğumu söyleyebileceğim kimse olmadığımdan yalnızım ben.
"Sabırsızca söylenmiş tek bir kelime insanın hayatını nasıl değiştirebilir diye çok düşünmüştü daha sonraları."
Rastlantılar, eğer onların size getirdiklerini yaşamaya hazırsanız, hayatınızı sizin bilinçli planlarınızdan daha çabuk değiştirebilir...
Reklam
"Ağlama!" dedi. Sesinde, üstünde biriken karların ağırlığına dayanamayıp kırılacakmış gibi duran dalları hatırlatan bir ton vardı;biraz daha konuşursa sanki o da ağlayacaktı.
Hiç bir zaman başka bir insanı, o insan en yakınımız olsa bile, tümüyle tanıyamayacağımızı, iki insanın arasında daima görülemez karanlık alanların bulunacağını, iki insanın asla tam anlamıyla bütünleşemeyeceğini, kimseye kendimizi bütün açıklığımızla gösteremeyeceğimiz gibi kimsenin de kendisini bize bütün açıklığıyla gösteremeyeceğini fark edip, kendimizi bu dünyada yapayalnız hisseder, yüzünü gördüğümüz, sesini duyduğumuz, günlerce, aylarca, hatta yıllarca konuştuğumuz, birlikte en gizli zevkleri paylaştığımız birinin nasıl olup da bize yabancı olabildiğini anlayamamanın çaresizliğini yaşardık.
'mucize onu beklemeyenlere geliyordu'.
Sayfa 138Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.