Alemlere Rahmet Hz. Muhammed - Ebedi Mucize Kur'an-ı Kerim

Osman Nuri Topbaş

En Beğenilen Alemlere Rahmet Hz. Muhammed - Ebedi Mucize Kur'an-ı Kerim Gönderileri

En Beğenilen Alemlere Rahmet Hz. Muhammed - Ebedi Mucize Kur'an-ı Kerim kitaplarını, en beğenilen Alemlere Rahmet Hz. Muhammed - Ebedi Mucize Kur'an-ı Kerim sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Alemlere Rahmet Hz. Muhammed - Ebedi Mucize Kur'an-ı Kerim yazarlarını, en beğenilen Alemlere Rahmet Hz. Muhammed - Ebedi Mucize Kur'an-ı Kerim yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Benim ümmetimin misâli, yağmurun misâli gibidir. Evveli mi daha hayırlıdır, sonu mu daha hayırlıdır bilinmez!" (Tirmizî, Edeb, 81/2869;Ahmed, 3, 130)
Sayfa 8 - Kampanya KitaplarıKitabı okudu
Allah Rasûlü(sav) buyurur: "Size, sımsıkı sarıldığınız müddetçe benden sonra sapıtmayacağınız iki mühim emânet bırakıyorum.Biri diğerinden daha büyüktür. O da Allâh'ın Kitâbı'dır. Kur'ân, semâdan yeryüzüne uzatılmış sağlam bir ip gibidir Diğer emânet de âilem, Ehl-l Beyt'imdir..." (Tirmizî, Menâkıb, 31/3788)
Sayfa 54 - Kampanya KitaplarıKitabı okudu
Reklam
Rasûlullah(sav) bir gün mescide girince halka hâlinde oturmuş iki grupla karşılaştı. Gruplardan birini Kur'ân-ı Kerîm okuyor ve Allah Teâlâ'ya duâ ediyordu. Diğeri ise ilim öğreniyor ve öğretiyordu. Bunu gören Nebiyy-i Muhterem(sav) Efendimiz: "Bunların hepsi hayır üzeredirler. Şunlar Kur'ân-ı Kerîm okuyor ve Allah Teâlâ'ya duâ ediyorlar. Allah dilerse onlara (istediklerini) verir, dilemezse vermez. Şunlar da ilim öğrenip öğretiyorlar. Ben de ancak bir muallim olarak gönderildim." buyurdu ve hemen ilimle meşgul olanların yanına oturdu.(İbn-i Mâce, Mukaddime, 17)
Düşmana galebe çalıp onun belini kırdınsa, bâtılı perişan edip hakkı ilân ettinse, Mekke’nin fethi günü gâlip bir kumandan olduğu hâlde, mukaddes beldeye büyük bir tevazu ile, devesi üzerinde secde edercesine giren şükür hâlindeki Peygamber’i gözünün önünde canlandır!
Hane-İ Saadetleri
O yuvada ümmetin anneleri, odalarına ancak başlarını eğerek girebilirlerdi. Odaları, ancak kifâyet miktarı bir alandı. O yuvada günlerce ocak yanmaz, yiyecek bir şey bulunmazdı. Fakat o mesut yuvada, maddî rızıktan ziyâde; rızâ, sabır ve teslimiyetin lezzetiyle yaşanırdı.
Geri110
106 öğeden 101 ile 106 arasındakiler gösteriliyor.